Tedarik Zincirlerinde Dönüşüm 2030

Uyumlu, sürdürülebilir, akıllı bir ekosisteme doğru

Şirketlerin %63’ü

tedarik zincirlerini krizlere adapte olabilecek hale getirmeye çalıştıklarını söylüyor.
Şampiyonların
%93’ü

bütünsel bir dönüşüme odaklandıklarını söylüyor.
Şampiyonların
%63’ü

ESG ile ilgili yasal düzenlemelere uyum sağlamak için hazırlıklarını tamamladıklarını belirtirken, bu oran tüm katılımcılarda %12.
Şirketlerin %40’ı

tedarik zincirlerini bölgeselleştirmek için çalışmalar yaptıklarını belirtiyor.

Sorularınız için ilgili kişi

Stefan Schrauf
Şirket Ortağı, Operasyonel Dönüşüm ve Tedarik Zinciri Avrupa Eş Başkanı, PwC Almanya

Tedarik zinciri şampiyonları tedarik zincirlerini dönüştürüyor

PwC’nin 1.000’den fazla tedarik zinciri lideriyle gerçekleştirdiği küresel araştırmaya göre, tedarik zincirleri uzun yıllardır görülen en büyük dönüşümden geçiyor. Jeopolitik krizler, teknolojik gelişmeler ve iklim değişikliği gibi faktörler, liderleri tedarik zincirlerini daha adapte edilebilir, sürdürülebilir ve bilişsel hale getirmeye, yani daha akıllı ve gelişen düşünce sistemleri kurmaya zorluyor. Yöneticiler, şeffaflığı artırdıklarını, yapay zekâ ve robotik gibi teknolojileri verimliliği artırmak için kullandıklarını ve sorunları tespit edip çözmek için tüm paydaşları birbirine bağladıklarını söylüyor.

Yöneticiler iddialı hedefleri olduğunu belirtse de, yalnızca çok küçük bir kısmı hedeflerine ulaşabiliyor. İşte bu küçük grupta yer alan sektör liderleri, yani PwC’nin şampiyonları, toptan bir dönüşümün çok karmaşık bir süreç olduğunu söylüyorlar. Bu süreci yürütmek için ileri teknolojilere, üst düzey yetkinliklere ve yeni çalışma yöntemlerine ihtiyaç var. Tüm bunların yanı sıra net bir vizyon, yol haritası, kaynak kapasitesi ve çalışan desteği de gerekiyor. En iyi uygulamalara ilişkin görüşlerin, kriz yaratan trendlerin ve bu krizlere karşı çözümlerin yer aldığı “Tedarik Zinciri Pusulamız” size yardımcı olabilir.

Dokümanı İncele

Bir bakışta araştırmamız

Kriz yaratan altı trend

Tedarik zinciri yöneticileri tüm cephelerde ciddi krizlerle karşı karşıya. Jeopolitik krizler, iklim değişikliğinin etkileri, artan maliyetler, enflasyon ve ESG uyumluluğuna yönelik artan hükûmet talepleri. Tüketiciler, şirketlerin bir yandan kaliteli ve uygun fiyatlı ürünleri kapılarına getirirken diğer yandan da çevresel ve sosyal konularla ilgili çalışmalarla da öne çıkmalarını istiyorlar. Bu gibi kriz yaratan trendler, yeni tedarik zinciri modellerinin ve rekabetçi ekosistemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Dünya çapındaki büyük yetenek eksiklikleri ve hızlı teknolojik gelişmeler nedeniyle durum daha da karmaşık hale geliyor. PwC, kriz yaratan en önemli faktörleri, altı temel trend altında gruplandırdı:

Tedarik zincirleri jeopolitik, ticari ve enerjiyle ilgili krizlerden, ekstrem hava koşullarından, fiyat artışlarından, enflasyondan ve altyapı aksaklıklarından (Baltimore’daki köprü gibi) olumsuz etkileniyor. Bu aksaklıklar, diğerlerinin yanı sıra iş gücü, nakliye ve hammadde maliyetlerini ciddi şekilde etkiliyor

ESG gerekliliklerindeki önemli artış, şirketleri daha sürdürülebilir ve şeffaf davranmaya zorluyor. Yasal düzenlemeye ilişkin şartların kapsamı genişliyor; karmaşıklığı artıyor. Bu nedenle giderek daha küçük şirketler ve onların tüm tedarik zincirleri, ciddi mali cezalar, kamu sözleşmelerinden dışlanma ve itibar kaybıyla karşı karşıya kalma riskiyle uyum sağlamak zorunda kalıyor.

Malzemelerin ve ürünlerin değer zincirleri boyunca izlenmesi ve takip edilmesine yönelik düzenleyici taleplerin yanı sıra dayanıklılığı ve verimliliği artırma ihtiyacı; hem tümüyle entegre ekosistemlere katılma yarışını, hem de katılanlar arasındaki yarışı körüklüyor. Ekosistemler, hammadde üreticilerinden müşterilere kadar paydaşların veri paylaşmak, sorunlara daha hızlı tepki vermek ve müşteri deneyimlerini iyileştirmek için kesintisiz, şeffaf ve verimli bir şekilde iş birliği yapmalarına yardımcı oluyor.

Giderek daha fazla müşteri sürdürülebilir ve iklim nötr ürün ve hizmetleri talep ediyor. Kullanım kolaylığı, hızlı teslimat ve verilen paranın karşılığını almanın yanında, şeffaflık ve etik davranış da bekliyorlar. Tedarik zinciri modelleri, bu talepleri karşılayabilmek için daha hizmet odaklı, daha sürdürülebilir ve daha döngüsel olmaya başlıyor.

Küresel bazda milyonlarca pozisyonun boş kalmasıyla kendini gösteren ciddi yetenek eksiklikleri, günlük faaliyetlerin aksamasına, buna bağlı olarak da üretim ve hizmetlerde darboğazlara ve gecikmelere neden oluyor. Aynı zamanda, teknolojik gelişmeler de ihtiyaç duyulan pozisyonların ve becerilerin değişmesine yol açıyor. Eleman eksiklikleri, üretimi ve verimliliği baltalıyor; şirketlerin büyüme ve rekabet etme kabiliyetlerine ket vuruyor.

Teknolojiler, tedarik zincirlerinin çalışma şekillerini kökten değiştiriyor. Krize sebep olan bu tehdit, aynı zamanda diğer krizlere de çözüm sunuyor. Aynı teknolojiler, veri görünürlüğünü artırarak, manuel çalışmaları, süreçleri ve karar vermeyi otomatikleştirerek ve tüm değer zincirleri boyunca iletişimi ve iş birliğini geliştirerek sorunları çözüyor.

Raporun tamamını indirebilmek için buradan kaydolun

Tedarik Zincirlerinde Dönüşüm – Uyumlu, sürdürülebilir, akıllı bir ekosisteme doğru

Dokümanı İncele

Şampiyonları diğer şirketlerden ayıran özellikler neler?

Tedarik zinciri yöneticileri, iddialı planlar yapıyorlar; ancak yalnızca küçük bir şampiyonlar grubu, bu planları tümüyle hayata geçirebiliyor. Bu sektör liderleri, ortak zorlukları ele almak ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için şeffaf, üretken ve paydaşlarla işbirliği içinde çalışarak bütüncül ve entegre bir yaklaşım benimsiyor. Şampiyonların diğer şirketlere göre bir ekosistemin parçası olma olasılığı diğer şirketlere göre üç kat daha fazla ve değişen müşteri ve yasal gerekliliklere cevap vermek için iş modellerini uyarlama olasılıkları daha yüksek. Öncelikli yetenek ve teknolojileri uygulayan şampiyonlar, tedarik zinciri maliyetlerinde %19 azalma ve gelirlerinde %16 artış öngörüyor.

Tedarik zincirlerini dönüştürmek için kullanılan başlıca teknolojiler

Teknolojik değişimin hızı, tedarik zincirlerini ciddi şekilde sekteye uğratırken bir yandan da yeni fırsatlar sunuyor. Şirketler, veri görünürlüğünü artırmak, süreçleri ve karar alma faaliyetlerini otomatikleştirmek, iletişimi ve iş birliğini geliştirmek ve sonuç olarak değer zincirlerini daha sürdürülebilir ve dayanıklı hale getirmek için teknolojileri entegre ediyorlar. Dönüşüm gücü açısından katılımcıların listesinde başı çeken dört teknoloji var.

Fiziksel nesnelerin, sistemlerin ve süreçlerin interaktif sanal replikaları olan dijital ikizler, tedarik zincirlerini ve lojistiği izliyor ve tüm tedarik zinciri ağlarını optimize edebiliyor. Şirketlerin %56'sı dijital ikiz çözümlerinin tedarik zincirleri üzerinde anında bir etki yaratacağını söylerken, tedarik zincirlerini tamamen teknolojiye uyarlayan şirketlerin %37'si tedarik zinciri planlamasında dijital ikizler kullanıyor.

Yapay zekâ, gerçek zamanlı verileri kullanarak karar almak ve gelecekteki potansiyel sonuçları simüle etmek için karmaşık küresel tedarik zincirlerindeki, birbirinden bağımsız verilerdeki örüntüleri ortaya çıkarıyor. Şampiyonlar, tedarik zinciri planlama ve envanter optimizasyonu, lojistik planlama ve yürütme, sipariş yönetimi ve risk tanımlama/simülasyonunda krizleri tahmin etmek ve hızla müdahale etmek için yapay zekâyı kullanıyor. Şirketlerin %80'i yapay zekânın tedarik zincirleri üzerinde uzun vadede olumlu bir etki yaratacağını düşünüyor.

Yapay zekâ, makine öğrenimi, görselleştirilmiş veriler ve iş birliği teknolojilerinin gücünden yararlanan karar destek sistemleri, karar alma sürecini iyileştirmek ve hatta otomatikleştirmek için içgörüler ve öneriler sunuyor. Bu teknoloji, ekosistemlere etkin bir şekilde katılabilmek, maliyetten mi yoksa sürdürülebilirlik hedeflerinden mi taviz verileceğini belirlemek ve farklı tedarik zinciri konfigürasyonlarının karbon emisyonlarını nasıl etkileyebileceğini simüle etmek için elzem.

Şirketler, verimliliği artırmak ve eleman açıklarını kapatmak için depolama ve teslimatla ilişkili tekrarlayan ve fiziksel güç gerektiren işleri otomatikleştiriyor. Süreçlerin otomatikleştirilmesi, insan müdahalesini ve manuel hataları azaltıyor, verimliliği artırıyor, süreçleri sorunsuz hale getiriyor ve çalışanlar daha karmaşık işlere kanalize edilebiliyor.

Tedarik Zinciri Pusulası: Kriz yaratan trendlere müdahale edebilmek için kılavuz ilkeler

Ciddi tedarik zinciri krizlerinin sıklığının artması
Tümüyle entegre ekosistemlerde artan rekabet
Yetenek ve iş gücü eksikliğinin artması
Gelişen teknolojik ilerlemeler
Yeni iş modellerini desteklemeye duyulan ihtiyacın artması
ESG’ye uyum kapsamının genişlemesi

Ciddi tedarik zinciri krizlerinin sıklığının artması

Pazardaki dalgalanma ve krizler, tedarik zinciri performansını etkilemeye devam edecek ve durma süresinden, daha yüksek maliyetlerden ve gelir kaybından kaçınmak için ciddi müdahaleler gerekecek.
Şirketler zorluklarla daha iyi başa çıkabilmek için görünürlük, entegre iş ortağı işbirliği ve planlaması ile esnek nakliye yönetimine yatırım yapmalı ve alternatif kaynak bulma stratejilerini araştırmalı.
Sürdürülebilir büyümeyi sağlarken kısa, orta ve uzun vadeli dalgalanmalarla başa çıkmak için şirketler, riskleri izleyen sağlam ölçütler ve bir değerlendirme sistemi ile desteklenen sürekli bir dayanıklılık iyileştirme döngüsü oluşturmalı.

Tümüyle entegre ekosistemlerde artan rekabet

Değer zinciri ekosistemlerinin sayısı ve karmaşıklığı giderek artıyor. Bunlara katılmak veya kurmak için kıyasıya bir rekabet var.
Önde gelen değer zinciri ekosistemleri, uçtan uca süreç düşüncesi ve görünürlüğü, açık veri, entegre planlama ve yürütme yoluyla ortaklarla sorunsuz iş birliği ile karakterize edilir.
Şirketler çeşitli ekosistemlerin amaç ve faydalarının yanı sıra bu ekosistemlere katılmak veya kurmak için gereken çabayı anlamalı.

Yetenek ve iş gücü eksikliğinin artması

Demografik değişimler, değişen çalışan beklentileri ve yeni teknolojik talepler tarafından tetiklenen yetenek eksiklikleri, üretkenliği ve verimliliği zayıflatan tedarik zinciri darboğazları yaratıyor.
İş gücü sıkıntıları yaşanırken, fiziksel görevlerin (örneğin robotik kullanımı) ve karar verme süreçlerinin otomatikleştirilmesi ve ardından çalışanların yüksek teknoloji ve problem çözme rollerini üstlenmek üzere yeniden eğitilmesiyle üretkenlik ve evrimlilik sağlanabilir.
Tedarik zincirleri ve teknolojiler geliştikçe, hangi becerilerin gerekli olacağını tahmin etmek zor. Bu nedenle şirketler öğrenme kültürlerini geliştirmeli ve çalışanları yeni rollere hazırlamak ve güçlendirmek için eğitim vermeli.

Gelişen teknolojik ilerlemeler

Yöneticiler, bu teknolojilerin faydalarını ve kriz yaratma potansiyelinin önemini anladıkça gelişen teknolojileri benimsemek çoğu gündemin en başında yer alıyor.
Tedarik zincirlerinde en sık bahsedilen kriz yaratan teknolojiler dijital ikizler, yapay zekâ, karar destek sistemleri ve gelişmiş robotik sistemler.
Şirketler, çalışma şekillerini kademeli olarak iyileştirmek için teknolojiyi kullanmak yerine, kriz yaratan trendlerde ustalaşmak için teknolojinin gücünü serbest bırakacak deney kültürünü teşvik etmeli.

Yeni iş modellerini desteklemeye duyulan ihtiyacın artması

Şirketler, kapsamı ve karmaşıklığı giderek artan ESG ile ilgili yasal düzenlemelere uymak zorunda, aksi takdirde ciddi para cezaları, kamu sözleşmelerinden dışlanma ve itibar zedelenmesi riskiyle karşı karşıya kalabilirler.
ESG iyileştirmeleri, üretimde şeffaflığı artırarak, döngüsel ağ tasarımı uygulanarak ve ESG hedeflerinin talep ve tedarik planlamasına entegre edilmesiyle sağlanabilir. Bir tedarik zincirini ürün tasarımından son teslimata kadar sürdürülebilir hale getirmek, satın alma kararlarını iyileştirir, enerji tasarrufu sağlar, atıkları azaltır, satışları artırır ve olumlu bir marka imajı yaratır.
“Bitmeyen krizler yeni normalimiz. Uyum yeteneği, sürdürülebilirlik ve akıllı sistemler göz önünde bulundurularak tüm değer zincirinde dönüşüm için gereken adımlar atılmalı. Rekabette kalabilmenin daha kısa bir yolu yok.”

ESG’ye uyum kapsamının genişlemesi

Companies must comply with ESG regulations, which are growing in scope and complexity, or risk serious financial penalties, exclusion from public contracts and reputational damage.
ESG improvements can be achieved by enhancing upstream transparency, introducing circular network design and incorporating ESG goals into demand and supply planning.
Making a supply chain sustainable from product design to last-mile delivery improves sourcing decisions, conserves energy, cuts waste, boosts sales and creates a positive brand image.