Koronavirüs Salgınıyla İlgili Açıklanan Vergi Önlemleri ve Bazı Hatırlatmalar

Vergi Bülteni 2020/21


Özet

Koronavirüs salgınının etkilerini azaltmak amacıyla oluşturulan “Ekonomik İstikrar Kalkanı” adı verilen paket Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Pakette yer alan vergi ve vergi benzeri önlemler ile salgından etkilenen mükellefler için bazı hatırlatmalar bu bültenin konusunu oluşturmaktadır.

1. Cumhurbaşkanı Tarafından Açıklanan Vergi Önlemleri

Yaşanmakta olan KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak amacıyla oluşturulan ve “Ekonomik İstikrar Kalkanı” adı verilen paket Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı.

Pakette yer alan, devreye alınacak vergi önlemleri aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Tablonun ikinci sütununda, önlemin nasıl alınabileceğine ilişkin nota yer verilmiştir.

Alınacağı açıklanan önlem

Yapılması gereken düzenleme

Perakende, AVM, demir-çelik, otomotiv, lojistik, ulaşım, sinema, tiyatro, konaklama, yiyecek-içecek, tekstil-konfeksiyon ve etkinlik-organizasyon sektörleri için Muhtasar ve KDV beyannameleri ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerinin 6’şar ay ertelenmesi

Kanun

Konaklama vergisinin Kasım ayına kadar uygulanmaması.

Kanun

Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemelerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle ertelenmesi

Tebliğ

İç havayolu taşımacılığında 3 ay süreyle KDV oranının yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmesi

Cumhurbaşkanı Kararı

2. Salgının Etkilediği Mükellefler İçin Hatırlatmalar

a) Mücbir sebep hali nedeniyle ödevlerini yerine getiremeyenler

Vergi kanunlarında mücbir sebebin tanımı yapılmamıştır. Vergi Usul Kanunu’nda mücbir sebep halleri sayılmış, bu hallerden birisinin bulunması durumunda, bu sebep ortadan kalkıncaya kadar sürelerin işlemeyeceği, bu takdirde tarh zamanaşımının da işlemeyen süreler kadar uzayacağı hükme bağlanmıştır.

Mücbir sebep halleri Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesinde sayılmıştır. Bu sebepler şunlardır:

  • Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk,
  • Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler,
  • Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler,
  • Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması

Maddede mücbir sebepler örnekleme yapılarak sayılmış, madde sonunda “gibi haller” ifadesiyle, benzer durumların da mücbir sebep hali olduğu belirtilmiştir.

Yukarıdaki düzenleme çerçevesinde, vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır hasta olanlar için mücbir sebep olduğu açıktır ve bu mükellefler için söz konusu durum ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemeyecektir. Örneğin Nisan 2020 sonuna kadar yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi gereken bir gerçek kişi, ulaşım olanaklarının kısıtlanması nedeniyle Türkiye'ye gelemiyor ve bulunduğu ülkede de beyanname veremiyor olabilir. Bu mükellefin durumu ispat etmesi koşuluyla beyannamesini mücbir sebep ortadan kalktıktan sonra verebilir.

Öte yandan, Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan 2011/45 ve 2012/52 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde, Libya ve Suriye’de meydana gelen olaylar mücbir sebep hali olarak değerlendirilmiş, bu olaylardan etkilenen mükelleflerin durumunun Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca mücbir sebep hâli olarak kabul edilmesinin mümkün olduğu belirtilmiştir. Söz konusu Sirkülerde yer alan açıklamalar doğrultusunda, başta Çin ve İtalya gibi salgından önemli ölçüde etkilenen ülkelerle yoğun ticari ilişkisi olan mükellefler için de mücbir sebep hali söz konusu olabilir.

Yukarıda özetlenen durumlar dışında, başka nedenlerle (örneğin salgına karşı alınan önlemler nedeniyle), bazı mükellefler için de mücbir sebep oluşmuş olabilir.

Gelir İdaresi Başkanlığınca, yaşanmak olan salgın nedeniyle genel bir mücbir sebep hali ilan edilmemiştir. Yukarıda özetlenen yasal düzenlemeler kapsamında mücbir sebep halinin oluştuğu durumlarda, vergi ödevlerini yerine getiremeyecek olanların, durumlarını ispat veya tevsik eden bilgi ve belgelerle, etkilendikleri süreyi de belirterek bağlı oldukları vergi dairesine başvurmaları gerekmektedir. İlgili vergi daireleri başvuruları inceleyecek, salgından vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak derecede etkilendiklerini gördükleri mükellefleri mücbir sebep kapsamında değerlendirecek ve Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümlerinden yararlandıracaktır.

Vergi Usul Kanunu’nun 15. maddesine göre, mücbir sebebin varlığı halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlememektedir. İşlemeyen süreler kural olarak vergi ödevleriyle ilgili sürelerdir. Bunlar da özetle; defter tutulması, beyanname verilmesi, defter ve belge ibrazı gibi ödevlerdir.

Mücbir sebep, daha önce tahakkuk etmiş vergi borcunun ödeme süresini kural olarak uzatmamaktadır. Tahsil zamanaşımı da mücbir sebep nedeniyle durmamaktadır. Dolayısıyla, kendisi için mücbir sebep oluşan mükelleflerin, mücbir sebebin oluştuğu tarihten önce tahakkuk etmiş vergi borçlarının normal vade süresi içinde ödenmesi gerekmektedir.

b) İhracatı süresinde yapamayanlar ve ihracatçıya ihraç kaydıyla mal satanlar

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinde; ihracatçıların, imalatçılar tarafından ihraç edilmek koşuluyla teslim ettikleri mallara ilişkin katma değer vergisini ödemeyeceği hükme bağlanmıştır. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur. Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ayın başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde ise, tecil edilen vergi terkin olunur.

İhracatın 3 ay içinde ihracatçı tarafından gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren gecikme zammıyla birlikte imalatçı tarafından vergi idaresine ödenmesi gerekmektedir. Ancak çeşitli nedenlerle ihracatını 3 ay içinde gerçekleştiremeyen ihracatçı firmalar ve ihraç kaydıyla mal teslim eden mükellefler için ek süre verilebilmektedir.

Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği’nde yapılan düzenlemeye göre, ihraç kaydıyla aldıkları malları yasal süresi içinde mücbir sebepler veya beklenmedik durumlara bağlı olarak ihraç edemeyen ihracatçılar ek süre talep edebilecektir.

İhracatçı tarafından yapılmayan talepler değerlendirilmemekte ve kabul edilmemektedir.

İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihracatının, teslim tarihini takip eden ayın başından itibaren üçüncü ayın sonuna kadar gerçekleşmemesi halinde, yasal sürenin bittiği tarihten itibaren on beş gün içinde ek süre talebinde bulunulması gerekmektedir.

Belirlenen süreden sonra yapılan başvurular değerlendirilmemekte ve kabul edilmemektedir.

Ek süre, ihracatçı tarafından verilecek bir dilekçeyle talep edilir. Dilekçe, ihracatçının bağlı olduğu vergi dairesine, vergi dairesi başkanlığına veya defterdarlığa verilir.

Ek süre dilekçesinde mücbir sebep veya beklenmedik durumun belirtilmesi ve dilekçeye ihraç kaydıyla teslime ait faturanın bir örneğinin eklenmesi gerekir.

Mücbir sebebin varlığı, Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesinde yer alan düzenleme kapsamında belirlenir. İhracatın yasal süresinde gerçekleşmesine engel olan ve mücbir sebep kabul edilmeyen haller ise beklenmedik durum olarak kabul edilir.

Yukarıda ayrı bir bölümde yer almakla birlikte, tekrarlamak gerekirse, Vergi Usul Kanunu’nun mücbir sebep olarak kabul ettiği haller şunlardır:

  • Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk.
  • Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler.
  • Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler.
  • Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması.

Beklenmedik durumlara örnek olarak Tebliğde aşağıdaki durumlar sayılmıştır.

  • İhracatın yapılacağı ülkedeki savaş hali/siyasal karışıklıklar, ekonomik belirsizlik ve durgunluk.
  • Yurt dışındaki alıcının sipariş ertelemesi/iptal etmesi, teslim programındaki değişiklikler.
  • Bedelin transferinde karşılaşılan aksaklık veya gecikmeler, akreditif süresinin dolması.
  • İhraç edilecek malın tüketim mevsiminin geçmesi.
  • Uygun depolama koşullarına sahip olunmaması.
  • İthalatçı ülke ile yaşanan siyasi veya ekonomik sorunlar.
  • İhraç malının taşınmasında karşılaşılan sorunlar (gemilerin yükleme limanlarına gecikmeli yanaşması, taşıma aracı veya konteyner bulunamaması).
  • Milli tatiller.
  • İklim koşulları.
  • Gümrüklerde yaşanan sorunlar (gümrüklerdeki araç yoğunluğu, gümrüklerde grev-iş yavaşlatma),
  • Resmi makamlardan ihracat için izin alınamaması.

Başvuruyu alan ilgili vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık, öncelikle talebin zamanında ve ihracatçı tarafından yapılıp yapılmadığını inceler. Bu koşullar gerçekleşmişse, ek süre talebi değerlendirilir.

Ek süre verme olanağı en fazla üç ay için mümkündür. Daha fazla süre talebi bu çerçevede kabul edilmemektedir.

Üç aydan daha kısa ek süre talep edilmesine bir engel yoktur.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11/1-c maddesinde öngörülen ek süre üç ay ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle, üç aydan az ek süre isteyen ve bu talebi kabul edilen mükellefler hariç olmak üzere, üç aylık ek süre içinde ihracatın gerçekleştirilememesi halinde ikinci bir ek sürenin verilmesine yasal olarak olanak bulunmamaktadır.

Üç aydan az ek süre isteyen mükelleflerin ise sonradan üç aya kadar olan dönem için ilave süre istemeleri mümkündür.

İhracatın belirtilen şartlara uygun olarak yasal süresinde veya verilen ek süre içinde gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi, tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte imalatçıdan tahsil olunur.

İhraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde ise tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir.

Koronavirüs salgını beklenmedik bir durumdur ve bu durum nedeniyle belirlenen sürede ihracat yapamayan ihracatçıların başvurarak ek süre talep etmeleri mümkündür. Başvurunun yasal sürenin bittiği tarihten itibaren on beş gün içinde bağlı olunan vergi dairesine yapılması gerekmektedir.

c) Yatırımını süresinde tamamlayamayan yatırımcılar

Teşvik belgeli yatırımlarda, yatırımın belgede öngörülen sürede gerçekleştirilmesi esastır. Yatırımın belgede belirtilen sürede gerçekleştirilememesi durumunda, belgede kayıtlı sürenin yarısı kadar ek süre verilebilmektedir.

15.06.2012 tarih ve 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın 24. maddesine göre, yatırım süresi içerisinde gerçekleşecek mücbir sebep veya fevkalade hâl durumu nedeniyle yatırımın belgede kayıtlı süre içerisinde gerçekleştirilemediğinin yatırımcılar tarafından tevsik edilmesi hâlinde, Ekonomi Bakanlığınca bu durum göz önünde bulundurularak ilave süre verilebilmektedir.

Bu durumda yatırımcının ek süre bitimini izleyen altı ay içinde tamamlama vizesinin yapılması için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına başvurması gerekmektedir. Bu süre için başvurunun yapılmaması halinde, geçen süreden kaynaklanan ceza sorumluluğu yatırımcıya aittir.

Yukarıda belirtilen Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın 24. maddesinde geçen mücbir sebep ve fevkalade hal durumları, bu Kararın uygulamasına ilişkin Tebliğde sayılmıştır. Burada sayılan mücbir sebep halleri, Vergi Usul Kanunu’nda sayılanlardan farklıdır.

Koronavirüs salgınından etkilenen ve bu nedenle teşvik belgeli yatırımını yasal süreler içerisinde tamamlayamayacak yatırımcıların, yukarıda özetlenen düzenlemeler çerçevesinde, süre uzatımı için ilgili Bakanlığa başvurması gerekmektedir.

d) Alacağını vadesinde tahsil edilemeyenler

Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesine göre, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla, dava veya icra safhasında bulunan alacaklar şüpheli alacak sayılmakta, şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilmektedir.

Koronavirüs salgınından etkilenen işletmelere mal ve hizmet satan mükellefler, satıştan doğan alacaklarını vadesinde tahsil edemeyebilirler. Salgından etkilenen ülkelere mal ve hizmet satan ihracatçıların da aynı şekilde, salgından etkilenen alıcıların ticari faaliyetlerinin kötüye gitmesi veya başka nedenlerle alacaklarını vadesinde tahsil edemeyebilirler.

Vergi Usul Kanunu’nun yukarıda özetlenen düzenlemesi çerçevesinde dava ve icra aşamasında bulunan alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün olup, usulüne uygun olarak dava açılması koşuluyla, vadesi geçmiş alacaklar için karşılık ayrılması ve bu şekilde alacak tutarının gelir/kurumlar vergisi matrahından düşülmesi mümkündür.

Mücbir sebep hali şüpheli alacak karşılığı ayrılması konusunda bir farklılık yaratmamaktadır. Dolayısıyla vadesi geçmiş alacakları için karşılık ayırmak isteyen mükelleflerin mutlaka dava veya icra yoluna gitmeleri gerekmektedir.

e) Vergi borçlarını ödemekte zorlananlar

Ticari faaliyetleri koronavirüsten etkilenen mükellefler, koşullar varsa vergi borçlarının tecil ve taksitlendirilmesini talep edebilirler. Tecil, ödemenin veya zorla tahsille ilgili uygulamaların borçluyu çok zor duruma düşürecek olduğu hallerde yapılabilmektedir. Talepte bulunan mükellefin “çok zor durumda” olup olmadığı da likidite oranlarına göre belirlenmektedir. Yürürlükte olan yasal düzenlemelere göre, bilanço esasına göre defter tutanların likidite oranları; “(Dönen varlıklar-Stoklar) / Kısa vadeli yabancı kaynaklar” formülü kullanılarak tespit edilmektedir.

Borcun tecil edilip edilmeyeceği, tecil edilecekse tecil süresi şu şekilde belirlenir:

  • Likidite oranının 1’den büyük olması durumunda borç tecil edilmez.
  • Likidite oranının 1 veya 1’den küçük ve 0,50’den büyük olması durumunda 18 aya kadar tecil yapılabilir.
  • Likidite oranının 0,50 veya 0,50’den küçük olması durumunda ise borçlar 36 aya kadar tecil edilebilir.

Tecil edilen kamu alacakları için halen yıllık % 15 faiz uygulanmaktadır.

Bu bülten hakkında daha detaylı bilgi almak için aşağıdaki kişilerle temasa geçebilirsiniz.

İletişim

Recep Bıyık

Recep Bıyık

Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Bizi takip edin