Yeni Gelir İdaresi Özelgeleri (2020.3)

Vergi Bülteni 2020/57

Özet

Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler.

1. Kurumlar Vergisi Kanunu

İhracatta satış bedeli ne zaman tahakkuk etmiş olur?

(13.02.2020 tarih ve 14492 sayılı özelge)

Ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmıştır. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Yurtdışındaki alıcının satış akdine konu olan malı satıcının Türkiye’deki fabrikasında, deposunda veya herhangi bir işyerinde kendisinin veya adına hareket edenin teslim alacağını satış akdinde belirlenmiş olması halinde, satıcının belirtilen işyerinde malı teslim etmesiyle satış akdi tamamlanmış, gelir tahakkuk etmiş olacağından, söz konusu gelirin bu tarihin içinde bulunduğu takvim yılının kurum kazancı olarak değerlendirilmesi gerekir.

Diğer taraftan, ihracatta malın satıcının Türkiye’deki işyerinde teslim alınması hariç olmak üzere, gerçekleştirilen ihracat faaliyetlerine ilişkin elde edilen gelirin fiili ihraç tarihi itibarıyla tahakkuk ettiğinin kabul edilmesi ve bu tarihin içinde bulunduğu takvim yılının kurum kazancı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Sermaye artırımının ortakların alacaklarından karşılanması halinde nakit sermaye artırımında faiz indiriminden yararlanılabilir mi?

(27.01.2020 tarih ve 4307 sayılı özelge)

Bilanço içi kalemlerin sermayeye eklenmesi suretiyle gerçekleştirilen nakdi sermaye artırımları dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde düzenlenen indirim uygulamasından faydalanılamayacağından, “331-Ortaklara Borçlar” hesabında takip edilen şirket borcunun ortağa geri ödenmesi ve ödenen bu tutarın ortak tarafından sermaye artırımı dolayısıyla kendisine isabet eden taahhüdün yerine getirilmesinde kullanılması halinde, bu tutarla sınırlı olmak üzere Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde düzenlenen indirim uygulamasından faydalanılması mümkün bulunmamaktadır.

Mücbir sebeple zamanında transfer edilemeyen yurt dışı iştirak kazancı için istisnadan yararlanılabilir mi?

(18.03.2020 tarih ve 308436 sayılı özelge)

Özelge başvurusundan, Şirkete ödenen … EUR iade tutarının 2017 hesap döneminde elde edilen temettünün bir parçası olduğu, Almanya vergi mevzuatı çerçevesinde dağıtılan temettü üzerinden tahsil edilerek yapılan kontrol sonucunda 2019 yılında şirkete iade edildiği, elde olmayan sebeplerden dolayı yurt dışı iştirak kazancının söz konusu kısmının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilemediği anlaşılmış olup Almanya vergi idaresince şirkete iade edilen söz konusu tutarın Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, söz konusu maddede sayılan diğer şartların sağlanması şartıyla, iştirak kazancının elde edildiği 2017 hesap dönemi kurum kazancının tespitinde istisna olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Anılan istisnanın uygulanması noktasında “İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi” şartı açısından Almanya vergi idaresince yapılan kontroller sebebiyle geçen süre ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesi kapsamında mücbir sebep hali olarak değerlendirilecektir.

Şirket ortağının oğlu için yapılan yurtdışı eğitim harcamaları kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilir mi?

(29.04.2020 tarih ve 347292 sayılı özelge)

Şirket ortağının oğlu olan ve Şirkette ücretli olarak çalışan kişi Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesi çerçevesinde ilişkili kişi kapsamında olduğundan, bu kişiye emsaline uygun olarak, diğer bir ifade ile şirketin ortaklarıyla ilişkili kişi kapsamında olmayan çalışanlara yapılan ücret ödemesine uygun olarak, ödenen ücretin kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, şirket ortaklarıyla hısımlık kriterlerine göre şirketle ilişkili kişiler arasında yer almayan çalışanların da aynı veya benzer koşullarla masrafları şirket tarafından karşılanmak suretiyle yurt dışında eğitime gönderiliyor olması durumunda, söz konusu eğitim için emsallere uygun olarak yapılan ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi gereğince Şirketin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmakta olup bu şekilde bir emsalin bulunmaması halinde şirket ortağının oğlu olan çalışanın yurt dışı eğitimi için yapılacak tüm ödemeler transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç olarak dikkate alınacaktır.

Dolayısıyla, şirket ortağının oğlu olan çalışana emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak ücret ödenmesi halinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı ve emsaline nazaran fazladan ödenen tutarın kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı açıktır.

Danışmanlık hizmeti karşılığında elde edilen gelir hangi dönem kazancıdır?

(29.04.2020 tarih ve 347290 sayılı özelge)

Ticari kazancın tespitinde “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.

Buna göre, taşınmaz kiralamasına ilişkin danışmanlık hizmetine ait sözleşme kapsamında sunulan kiralama işlemine aracılık hizmetinin tamamlandığı ve dolayısıyla hizmet bedelinin şirket adına tahakkuk ettiği, bir başka ifade ile söz konusu taşınmazların kiralamasına aracılık edilen tarih itibarıyla vergiyi doğuran olay gerçekleşecek olduğundan bu tarih itibarıyla elde edilen kazançların ilgili dönem kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Kiralık gayrimenkullerde oluşturulacak teşhir alanları için yıl içinde yapılan harcamalar nasıl giderleştirilir?

(29.04.2020 tarih ve 11156 sayılı özelge)

Kiralanmak suretiyle edinilen gayrimenkullere ilişkin normal bakım, tamir ve temizleme giderleri mahiyetindeki harcamaların doğrudan gider yazılması, ancak, söz konusu gayrimenkullerde kiracının faaliyetinin icrası amacıyla faaliyet konusuna uygun olarak yaptığı tesisata ilişkin harcamalar ile gayrimenkulü genişletici, iktisadi değerini ya da kullanım ömrünü arttırıcı nitelikteki harcamaların özel maliyet bedeli olarak aktifleştirilmesi ve kiralama süresi boyunca eşit yüzdelerle itfa edilmesi gerekmektedir.

Buna göre, kiralanmak suretiyle edinilen mağazalarda satışı gerçekleştirilecek ürünlerin müşterilere tanıtımının yapılabilmesi ve sergilenmesi amacıyla tasarlanan teşhir odalarının;

  • Kurulumuna ilişkin harcamaların (alçıpan, kontraplak harcamaları gibi) özel maliyet bedeli olarak aktifleştirilmesi ve kiralama süresi boyunca eşit yüzdelerle itfa edilmesi,
  • Sökülerek yenilenmesi ve sökülen kısmın hurda vb şekilde satışa konu edilmemesi halinde daha önce aktifleştirilen özel maliyet bedelinin itfa edilmemiş kısmının, değişikliğin yapıldığı dönemde doğrudan gider olarak dikkate alınması,
  • Sökülerek yenilenmesi ve sökülen kısmın satışa konu edilmesi halinde ise Vergi Usul Kanunu’nun 328. maddesi çerçevesinde değerlemeye konu edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, kiralamak suretiyle şirket faaliyetlerinde kullanılan mağazalarda satışı gerçekleşecek ürünlerin sergilenerek müşterilere tanıtımının yapılabilmesi amacıyla tasarlanan teşhir odalarının, yıl içerisinde düzenli olarak değiştirilmesi nedeniyle katlanılan alçıpan, kontraplak, vb. kurulum masraflarından özel maliyet olarak değerlendirilmeyen kısmının işletmenin satışını artırmak amacıyla yapılan pazarlama harcaması olarak kabul edilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrası uyarınca kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

İngiltere mukimi yayıncı kuruluş tarafından verilen makalelerin yayına hazırlanması hizmetine ilişkin yapılan ödemeler stopaja tabi midir?

(05.05.2020 tarih ve 352679 sayılı özelge)

Dernek adına yayımlanan İngilizce bir dergi için hazırlanan makalelerin İngiltere merkezli bir yayıncı kuruluş tarafından şekilsel olarak düzenlenip dernek adına internet ortamında yayımlanması faaliyeti, ticari faaliyet kapsamında değerlendirildiğinden, bu hizmet karşılığında İngiltere mukimi firmaya yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmemektedir.

Kiraya verilmek suretiyle değerlendirilen taşınmaz satışından elde kazanç istisna kapsamında değerlendirilebilir mi?

(12.05.2020 tarih ve 40274 sayılı özelge)

Şirketin ana faaliyetinde kullanılmak üzere satın alınan ancak muhtelif nedenlerle şirket faaliyetlerinde kullanılmaksızın bir süre kiralama suretiyle değerlendirildikten sonra satılan taşınmazın satışından elde edilen kazanç Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnaya konu edilemeyeceğinden, bu satış işleminden doğan zararın tamamının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Şirket tarafından satın alınarak kiraya verilen işyeri, ticareti yapılmak maksadıyla aktifte bulundurulan taşınmaz olarak değerlendirileceğinden, ticari amaçla elde bulundurulan söz konusu taşınmazın tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesindeki istisna hükmünün uygulanması mümkün değildir.

Taşınmaz ticareti ile uğraşan kurumun faaliyetinde kullanmadığı taşınmaz satışından doğan kazanç için istisnadan yararlanılabilir mi?

(01.06.2020 tarih ve 44701 sayılı özelge)

Taşınmaz ticareti ile uğraşan mükelleflerin sadece faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlara istisna uygulanabilecek olup bu mükelleflerin diğer taşınmazlarının satış kazancının istisnaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Satışa konu edilecek taşınmazların iki tam yıl süreyle kurum aktifinde kayıtlı olması da durumu değiştirmemektedir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, iki ayrı tarihte satın alınan, bugüne kadar şirket faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis edilmemiş olan, lojman olarak kullanılmasına ilişkin olarak Yönetim Kurulu Kararı alınan ve satışa çıkarılacağı belirtilen taşınmazların satışından elde edilecek kazancın, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Şirketiniz tarafından satılacak taşınmazların taşınmaz ticaretine konu edilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, bu taşınmazların satışının 3065 sayılı Kanunun 17/4-r maddesindeki istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

Doğrudan çöpe atılan malların maliyeti kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilir mi?

(20.04.2020 tarih ve 336816 sayılı özelge)

Malların imhasında genel uygulama, imhaların takdir komisyonu nezaretinde yapılmasıdır. Ancak son kullanma tarihi geçmiş veya bozuk olan ilaç, tıbbi malzeme, gıda, atık vb. emtianın insan sağlığına zararlı olabileceği ve acilen imha edilmesi mecburiyeti bulunan bu ürünlerin emsal bedellerinin takdir komisyonlarınca muayyen bir zamanda takdirinin mümkün olamayacağı hususları göz önüne alınarak; takdir komisyonuna başvurulmaksızın ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde tutanakla tespit edilmek suretiyle imha edilebilmesi de kabul edilmiştir.

Bu çerçevede, imha edilecek emtianın niteliğine göre, ilgili mevzuat gereği görevli olan bakanlıkların veya yetkili kurumun görevlileri ve bu emtiayı imha etmeye yetkili müessese ile mükellefin temsilcilerinin de yer aldığı bir komisyon nezdinde imha işleminin yapılması ve bu durumun komisyon tarafından tutanakla tespit edilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, imha işlemine ilgili bakanlık yetkililerinin katılımının sağlanamaması ve imhaya ilişkin tespitin bu komisyon nezdinde tutanağa bağlanamaması durumunda, olayın mutlaka takdir komisyonuna intikalinin sağlanması gerekmekte olup, imha edilen emtianın takdir komisyonunca belirlenecek emsal bedeli üzerinden kayıtlara alınarak işlem yapılması gerekecektir.

Diğer taraftan, imhası yukarıda belirtildiği şekilde tevsik edilemeyen ve işletme tarafından doğrudan çöpe atılan pastaların işletme stok kayıtlarından çıkarılması gerekmekte olup, bu şekilde oluşan zararın Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Bu itibarla, üretilen pasta, kurabiye gibi ürünlerin imha işleminin yukarıda açıklanan şekilde takdir komisyonu veya ilgili bakanlık veya yetkili kurum görevlilerinin yer aldığı bir komisyon nezdinde yapılmadığı durumda, söz konusu ürünlerin doğrudan çöpe atılmak suretiyle imha edilmesi nedeniyle oluşan zararın dönem kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Teknokentin girişimcilik yarışmasında kazanılan ödül kurumlar vergisine tabi midir?

(24.01.2020 tarih ve 91796 sayılı özelge)

Şirket tarafından yarışma için geliştirilen projenin, teknoloji geliştirme bölgesinde yürütülen Ar-Ge ve yazılım faaliyetleri kapsamında olması şartıyla, bu proje nedeniyle kazanılan ödül tutarının 4691 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi kapsamında kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkündür.

Gayrimenkul hissesi karşılığı inşaat yapımında kurum kazancı nasıl hesaplanır?

(05.02.2020 tarih ve 132545 sayılı özelge)

Düzenleme şeklinde gayrimenkul hissesi karşılığında inşaat yapımı ve satış vaadi sözleşmesi kapsamında şirkete ait arsa üzerine inşa edilen bağımsız bölümlerin şirkete olan maliyeti, aktifte kayıtlı bulunan ve müteahhit tarafından üzerine bağımsız bölümler inşa edilen arsanın maliyet bedeli olduğundan, bu bedelin şirkete kalacak dairelerin brüt kapalı alanları dikkate alınmak suretiyle her bir bağımsız bölüme dağıtılması suretiyle hesaplanan tutar ile söz konusu dairelerin her birinin satış tutarı dikkate alınarak oluşan kâr veya zararın kurum kazancınıza dâhil edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, vergiyi doğuran olay şirket tarafından satılan bağımsız bölümlerin tapuda alıcı adına tescil edildiği tarihte; tapu tescil işleminin yapılmasından önce bağımsız bölümlerin alıcıların kullanımına terk edilmesi durumunda ise alıcının kullanımına terk tarihinde gerçekleşmiş olacağından bu tarih itibarıyla kazanç elde edilmiş olacaktır.

Serbest bölgede faaliyet gösteren firmanın bankadan aldığı promosyon bedeli kurumlar vergisi istisnası kapsamında değerlendirilebilir mi?

(04.02.2020 tarih ve 50624 sayılı özelge)

Serbest Bölgede üretim faaliyetinde bulunan Şirket adına ödenen banka promosyon bedellerinin, üretim faaliyeti dışında elde edilen kazançlar kapsamında olması nedeniyle, kurumlar vergisi istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Sadakat ödemesi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilir mi?

(25.10.2019 tarih ve 368406 sayılı özelge)

Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumundan alınan aracılık lisansına istinaden yapılan anlaşmaya göre şirketin elektronik para kuruluşu üyesi kart sahibi kişilere karta nakit dönüş (cashback) olarak %4 oranında sadakat ödemesi adı altında yaptığı ödemelerin, işin mahiyeti ve genişliğine uygun olması ve bu ödemelerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağı bulunması şartıyla, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Maden üretim sahası içerisinde bulunan BOTAŞ’a ait boru hattının üretim sahasının dışına taşınmasına ilişkin yapılan harcamalar gider olarak dikkate alınabilir mi?

(21.11.2019 tarih ve 409926 sayılı özelge)

İşletmeye ait maden üretim sahası içerisinde bulunan ve mülkiyeti BOTAŞ’a ait boru hattının, üretim sahasının dışında bulunan başka bir yere taşınması işleminde şirket tarafından aktifleştirilecek herhangi bir amortismana tabi iktisadi kıymet oluşmayacak olup, bu işlem için yapılacak harcamaların, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olması kaydıyla, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında safi kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır

Yap-İşlet-Devret modeli çerçevesinde inşa edilen elektrik üretim tesisinin bedelsiz devrinde, stoklarda bulunan yakıtın maliyet bedeli gider olarak dikkate alınabilir mi?

(17.12.2019 tarih ve 454078 sayılı özelge)

3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun’un 9. maddesinde, yapılan yatırım ve hizmetlerin sözleşme süresinin sonunda bedelsiz devredileceğine ilişkin hüküm bulunmakla birlikte, stoklarda yer alan malların bedelsiz devredileceğine ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir.

Buna göre, stoklarda bulunan fuel oilin devralana bedelsiz olarak teslim edilmesi durumunda, emsal bedel esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden genel hükümler çerçevesinde fatura düzenlenmesi ve bu tutarın kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmekte olup, bahse konu fuel oilin kayıtlardaki maliyet bedelinin ise safi kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Kısmi bölünmede devredilen varlıklar nedeniyle alınması gereken hisselerin bir kısmının bölünen şirkete bir kısmının da ortaklarına verilmesi mümkün müdür?

(08.01.2020 tarih ve 22838 sayılı özelge)

Üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunlu olup şirket bünyesinde bulunan Otel işletmesinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde yer alan şartların sağlanması kaydıyla kısmi bölünme kapsamında devredilmesi mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, kısmi bölünme işlemi kapsamında devredilen otel işletmesine karşılık olarak devralan şirketten alınan iştirak hisselerinin; bir kısmının şirkete verilmesi ve kalan kısmının ise şirket ortaklarına şirketteki hisseleri oranında paylaştırılması kısmi bölünme hükümlerine aykırılık teşkil etmemekte olup bu halde şirket nezdinde sermaye azaltımına gidilmesi gerekecektir.

Kısmi bölünme kapsamında gerçekleşen devirler nedeniyle sermaye azaltımına gidilmesi halinde, sermaye azaltımına giden şirketin sermaye hesabına ilişkin alt kalemlerinin kısmi bölünme sözleşmesine istinaden devralan şirkette takip edilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda, kısmi bölünme kapsamında varlıklarını devreden şirket nezdinde sermaye azaltımı nedeniyle herhangi bir vergileme söz konusu olmayacaktır. Ancak, söz konusu hesapların devralan şirkette başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde bu işlemin gerçekleştiği dönemde vergilendirilmesi gerekmekte olup söz konusu vergilendirme işleminde sermayeyi oluşturan unsurlara ilişkin sıralamaya uyularak sermaye azaltımına gidildiği kabul edilecektir.

Öte yandan, devralan şirket hisselerinin devreden şirket ortaklarına verildiği ve devreden şirketin sermaye alt hesaplarının devralan şirkette takip edilmediği durumlarda devreden şirketin sermayesini oluşturan unsurlara göre sermaye azaltımı dolayısıyla vergilendirme yapılması söz konusu olabilecektir.

Yapılacak sermaye azaltımında;

  • Öncelikle, işletmeden çekilmesi halinde kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesapların (pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, yeniden değerleme değer artış fonu, maddi duran varlıklar yeniden değerleme artış fonu, iştirakler yeniden değerleme değer artış fonu, maliyet artış fonu vb.),
  • Sonra, sadece kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesapların (geçmiş yıl karları, yasal yedekler, olağanüstü yedekler vb.),
  • Son olarak ise işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin

işletmeden çekildiği kabul edilecektir.

Aktifte kayıtlı arsanın kat karşılığı müteahhide verilmesinden doğan kazanç nasıl vergilendirilir?

(20.01.2020 tarih ve 13264 sayılı özelge)

Sözleşmeye istinaden şirkete ait arsa üzerine inşa edilerek teslim edilen daire ve işyerlerinin emsal bedelleri üzerinden müteahhit firma tarafından şirket adına düzenlenen faturada yer alan bedel ile şirket tarafından müteahhit firmaya devredilen arsa payının maliyet bedeli arasındaki farkın ilgili olduğu dönemde şirket kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.

2. Gelir Vergisi Kanunu

İhbar ikramiyesinin geç ödenmesi nedeniyle ödenen gecikme faizi beyana tabi bir gelir midir?

(22.04.2020 tarih ve 40235 sayılı özelge)

İhbar ikramiyesinin geç ödenmesi nedeniyle mahkeme kararına istinaden hükmedilen gecikme faizinin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (6) numaralı bendi kapsamında alacak faizi olarak vergilendirilmesi gerekmekte olup, anılan Kanun’un 85. ve 86. maddeleri uyarınca tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul sermaye iratları için öngörülen beyan haddinin (2019 yılı için 2.200 TL) aşılması nedeniyle, elde edilen alacak faizi gelirlerinin tamamının 2019 yılına ait yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Alınan yayın ve kitaplar için düzenlenen ÖKC fişleri gider belgesi olarak kabul edilebilir mi?

(13.11.2019 tarih ve 142887 sayılı özelge)

Vergi Usul Kanunu uygulamasında, bedeli fatura düzenleme mecburiyetini belirleyen kanuni haddi aşmayan, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilebilmesi için iş yerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın alınan genel giderler kapsamındaki (kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri ile gıda) mal ve hizmetler için düzenlenen perakende satış vesikası ve ödeme kaydedici cihaz fişlerinin, mükellefler tarafından mezkûr Kanun gereğince tutulması zorunlu kayıtların tevsikinde gider belgesi olarak kullanılması mümkün bulunmakla birlikte, mesleki yayın ve kitaplar için ödenen giderlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.

Bu itibarla, söz konusu harcamaların kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi için fatura ile tevsik edilmesi gerekmekte olup, ödeme kaydedici cihaz fişlerinin gider belgesi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

3. Katma Değer Vergisi Kanunu

Serbest bölgede faaliyet gösteren firmanın bankadan aldığı promosyon bedeli KDV’ye tabi midir?

(04.02.2020 tarih ve 50624 sayılı özelge)

Şirket personelinin maaşlarının bankaya yatırılması işlemine bağlı olarak banka tarafından personele yapılacak promosyon ödemeleri KDV’ye tabi bulunmamaktadır.

Promosyon ödemeleri üzerinden Şirket tarafından komisyon alınması veya promosyon ödemesinin tamamının veya bir kısmının Şirkete yapılması halinde, Şirket tarafından verilen hizmetin serbest bölgede verilen hizmetler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, Şirkete yapılacak promosyon ödemesi veya söz konusu komisyon tutarı üzerinden düzenlenecek faturada %18 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir.

Kiraya verilmek suretiyle değerlendirilen taşınmaz satışında katma değer vergisi istisnası uygulanabilir mi?

(12.05.2020 tarih ve 40274 sayılı özelge)

Şirketin ana faaliyetinde kullanılmak üzere satın alınan ancak muhtelif nedenlerle şirket faaliyetlerinde kullanılmaksızın bir süre kiralama suretiyle değerlendirildikten sonra satılan taşınmazın satışından elde edilen kazanç Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnaya konu edilemeyeceğinden, bu satış işleminden doğan zararın tamamının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Şirket tarafından satın alınarak kiraya verilen işyeri, ticareti yapılmak maksadıyla aktifte bulundurulan taşınmaz olarak değerlendirileceğinden, ticari amaçla elde bulundurulan söz konusu taşınmazın tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesindeki istisna hükmünün uygulanması mümkün değildir.

Teknokent’in girişimcilik yarışmasında kazanılan ödül KDV’ye tabi midir?

(24.01.2020 tarih ve 91796 sayılı özelge)

Teknokent tarafından düzenlenen yarışmada, geliştirilen proje nedeniyle kazanılan ödül, herhangi bir mal teslimi veya hizmetin ifasının karşılığını teşkil eden bir bedel olmaması halinde KDV’nin konusuna girmeyeceğinden düzenlenen faturada KDV hesaplanmayacaktır.

Gayrimenkul hissesi karşılığı inşaat yapımında arsa tesliminde ve inşaat hizmetinde KDV oranı nedir?

(05.02.2020 tarih ve 132545 sayılı özelge)

Arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğuran olay, müteahhidin arsa karşılığı bağımsız bölümleri arsa sahibine teslimiyle gerçekleşmektedir. Bu tarih itibariyle arsa açısından da vergiyi doğuran olay vuku bulmaktadır. Taşınmazda teslim kural olarak tapuya tescil ile gerçekleşmekle birlikte, tapuya tescilden önce bağımsız birimlerin alıcının tasarrufuna terk edilmesi durumunda da vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, arsa sahibinin arsa tesliminin ticari nitelikli olması durumunda arsa için, müteahhidin ise arsa sahibine teslim ettiği bağımsız birimler için, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarih itibariyle eş zamanlı olarak fatura düzenlemesi gerekmektedir.

Öte yandan, 06.04.2018 tarihinden önce gerçekleşen teslimlerde, bağımsız bölümlerin inşa edilerek tapuya tescil edildiği veya şirkete teslim edildiği tarihte müteahhit tarafından bağımsız bölümlerin emsal bedeli üzerinden şirkete düzenlenen faturada bağımsız bölümlerin tabi olduğu oranda KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir. Müteahhidin şirkete bağımsız bölümleri tesliminde eş zamanlı olarak şirketin müteahhide arsa teslimine ilişkin olarak bağımsız bölümlerin emsal bedeli üzerinden düzenlenecek faturada genel oranda KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.

Vergi mükellefi olmayana yanlış/hatalı düzenlenen e-arşiv faturaya ilişkin olarak düzenlenen gider pusulasında yer alan KDV indirim konusu yapılabilir mi?

(06.01.2020 tarih ve 1026 sayılı özelge)

Müşterilerin hizmet alımından vazgeçmesi ve öncesinde fatura düzenlenerek tahsil edilen hizmet bedelinin henüz gerçekleştirilmeyen hizmet nedeniyle müşteriye iade edilmesi durumunda, alımından vazgeçilen ve henüz gerçekleştirilmeyen hizmetle ilgili olarak, alıcıya ödenen hizmet bedeline ilişkin olarak ilgili vesikalarda gösterilen KDV tutarının ait olduğu dönemde indirim konusu yapılması mümkündür.

Bedelin toplu olarak transfer, KDV Kanunu’nun 13/i maddesinde yer alan istisna uygulamasına engel midir?

(03.09.2019 tarih ve 709068 sayılı özelge)

Yabancılara iş yeri veya konut teslimlerinin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/i maddesindeki istisna kapsamında değerlendirilebilmesi için bedelin döviz olarak Türkiye’ye transfer edilmesi gerekmekte olup, yurt dışından toplu olarak transfer edilen dövizin, alıcılar tarafından yapılan ödeme olduğunun tevsik edilmesi halinde istisna uygulanması mümkündür.

Lojman olarak kullanılmak üzere edinilen taşınmazın satışında KDV istisnası uygulanabilir mi?

(01.06.2020 tarih ve 44701 sayılı özelge)

Taşınmaz ticareti ile uğraşan Şirket tarafından lojman yapılmak üzere edinilen ancak satılmasına karar verilen taşınmazlar, taşınmaz ticaretine konu edilecek nitelikte olduğundan, bu taşınmazların satışının Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesindeki istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayıp genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

Sadakat ödemesinde KDV uygulaması nasıldır?

(25.10.2019 tarih ve 368406 sayılı özelge)

Şirket ve elektronik para kuruluşu üyesi kart sahipleri arasında gerçekleştirilen karta nakit dönüş (cashback) olarak %4 oranında yapılan “sadakat ödemesi” işlemleri, akaryakıt teslimlerine ilişkin matrahta değişiklik kapsamında olduğundan, alıcı ve satıcı nezdinde söz konusu KDV tutarlarının düzeltilmesi gerekmektedir.

696 sayılı KHK kapsamında, hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, yükleniciye ödenecek tazminat KDV’ye tabi midir?

(18.11.2019 tarih ve 988259 sayılı özelge)

696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereğince sürekli işçi kadrosuna geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, idare tarafından yükleniciye yapılacak ödemeler, söz konusu ödemelerin anılan Kararnamede açıkça tazminat olarak nitelendirildiği, ödenecek tutarın yüklenicilerin yapmış olduğu gerçek gider, harcama ve zarar dikkate alınmadan belirlendiği dikkate alındığında, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV’ye tabi bulunmamaktadır.

4. Vergi Usul Kanunu

Serbest bölgede e-defter kayıtları yabancı para birimi ile tutulabilir mi?

(04.10.2019 tarih ve 828131 sayılı özelge)

Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümler elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli bulunmaktadır.

Buna göre, tam mükellefiyete tabi gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin (adi ortaklıklar, kollektif ve adi komandit şirketler dahil) serbest bölgede faaliyette bulunan şubeleri ile serbest bölgede faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin serbest bölge dışında ancak Türkiye sınırları içerisinde faaliyette bulunan şubeleri hariç olmak üzere, serbest bölgede faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişilerden isteyenlerin, defter (e-defter dahil) kayıtlarını Türk para birimi dışında (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca, kuru günlük olarak belirlenen) herhangi bir yabancı para birimi ile yapabilmeleri mümkün bulunmaktadır.

Dolayısıyla, defter (e-defter dahil) kayıtlarının, yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, Türk para birimi dışında (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca, kuru günlük olarak belirlenen) herhangi bir yabancı para birimi ile yapılması mümkündür. Bununla birlikte, serbest bölgedeki faaliyetin şube aracılığıyla/üzerinden yürütülmesi (merkezin serbest bölge dışında ancak Türkiye sınırları içerisinde yer alması) halinde, söz konusu uygulamadan yararlanılması mümkün değildir.

Öte yandan, bu kapsamda yabancı para birimi ile defter (e-defter dahil) kayıtlarını tutan mükelleflerin, Türk para birimiyle veya başka bir yabancı para birimiyle yapılan işlemlerini, işlemin gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili para birimine çevirmeleri, iktisadi işletmeye dahil kıymetlerin değerleri ile vergi matrahlarını kayıt yapılan para birimine göre tespit etmeleri, ancak beyannamelerini beyannamenin verilmesi gereken ayın ilk gününün kuruyla Türk parasına çevirerek vermeleri gerekmektedir.

Sadakat ödemesinde belge düzeni nasıl olmalıdır?

(25.10.2019 tarih ve 368406 sayılı özelge)

Müşteri tanıma ve taşıt tanıma sistemi kapsamında veya özel kartlar kullanılarak (akıllı kart vb.) akaryakıt istasyonlarınca gerçekleştirilen akaryakıt satışlarında, faturanın akaryakıt istasyonu tarafından müşteri (yakıt alan) adına düzenlenmesi gerekmekte olup, bu kapsamda özelge talep formunda belirtilen sadakat programı kapsamında anlaşmalı akaryakıt istasyonundan üyelerin akaryakıt alımlarına ilişkin faturanın müşteri (yakıt alan) adına düzenlenmesi icap etmektedir.

Sadakat programına üye olan müşterilerin ön ödemeli kartlarına akaryakıt almak amacıyla yaptıkları yüklemeler için, bu aşamada herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası olmadığı için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

Akaryakıt şirketi tarafından söz konusu sadakat programı üyelerinin akaryakıt alımlarına ilişkin, anlaşmalı akaryakıt şirketince söz konusu satış bedelleri üzerinden %4 oranında hesaplanarak ödeme kuruluşunca üyelerin kartlarına aktarılması amacıyla şirkete ödenen tutarlar ile şirkete aktarılan komisyon bedeli için, söz konusu tutarların mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği tarihten itibaren 7 gün içinde anlaşmalı akaryakıt şirketi adına fatura düzenlenmesi, üyelerin kartlarına aktarılmasını teminen şirkete ödenen tutarların üyelere iadesinde ise, iade alacak kişinin nihai tüketici olması halinde şirket tarafından gider pusulası, vergi mükellefi olması halinde ise bu mükellefler tarafından şirket adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Vergi mükellefi olmayana yanlış/hatalı düzenlenen e-arşiv fatura nasıl düzeltilebilir?

(06.01.2020 tarih ve 1026 sayılı özelge)

Alıcısı tarafından iade faturası düzenlenmesi veya vergi mükellefiyeti olmayan nihai tüketiciye gider pusulası düzenlenerek iade işleminin yapılabildiği durumlarda; e-Arşiv Faturaların iptal edilmesi veya değiştirilmesi mümkün bulunmayıp söz konusu faturalar geçerli olup, bu belgelerin muhasebe kayıtlarına, beyanlara konu edilmesi gereken hasılat belgeleri olarak dikkate alınması, iade işlemine ilişkin düzenlenen iade faturaları veya gider pusulasının da muhasebe kayıtları ve beyanlar açısından hasılat düzeltici belgeler olarak kullanılması mümkün bulunmaktadır.

Yurtdışı menşeli seyahat sitesi aracılığı ile satışı yapılan konaklama hizmetinde belge düzeni nasıl olmalıdır?

(13.11.2019 tarih ve 142880 sayılı özelge)

Bir internet sitesi aracılığıyla verilen konaklama hizmetlerine ilişkin olarak, genel hükümler çerçevesinde, gerçek hizmet bedeli (komisyon kesintileri dahil) üzerinden konaklama hizmetini alan müşteriler adına fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Söz konusu hizmete aracılık edilmesi dolayısıyla hizmet bedelinden yapılan komisyon kesintilerine ilişkin olarak ise;

  • Aracılık hizmetini veren firmanın Türkiye’de mükellef olduğu veya olması gerektiği hallerde, komisyon kesintilerinin Şirket adına düzenlenecek fatura ile tevsik edilmesi,
  • Aracılık hizmetini veren firmanın Türkiye’de mükellef olmaması durumunda ise, komisyon kesintilerinin fatura veya ilgili ülke mevzuatına göre düzenlenmiş muteber bir belge ile tevsik edilmesi

gerekmektedir.

696 sayılı KHK kapsamında, hizmet alımı sözleşmelerinin feshi nedeniyle, yükleniciye ödenecek tazminat için fatura düzenlenmesi zorunlu mudur?

(18.11.2019 tarih ve 988259 sayılı özelge)

Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen tazminat ödemeleri için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca fatura düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak, söz konusu tazminat ödemesi karşılığında fatura düzenlenmemesi durumunda, ödemeye dair makbuz, dekont vb. evrak ile ödemenin tevsik edilmesi gerekmekte olup, bu belgelerin Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz yükümlülüğüne ilişkin hükümleri gereğince, yükümlüler tarafından muhafaza ve istenildiğinde ibraz edileceği tabiidir.

Başka bir firma borcu için bankaya ipotek ettirilen gayrimenkulün icra suretiyle satışında fatura düzenlenmesi gerekir mi?

(21.11.2019 tarih ve 410800 sayılı özelge)

Aktifte kayıtlı olup, başka bir firmanın kullanacağı krediye teminat olmak üzere bankaya ipotek ettirilen, ancak ilgili firmanın iflas etmesi ve bankaya olan borçlarını ödeyememesi sonucu banka tarafından icra yoluyla sattırılan gayrimenkulün, İcra Müdürlüğünden alınacak belgeye istinaden, icra satış bedeli üzerinden kayıtlardan çıkarılması mümkün bulunmaktadır.

Fatura düzenleme sınırının belirlenmesinde dikkate alınan tutar nedir?

(06.12.2019 tarih ve 1072128 sayılı özelge)

Fatura düzenleme sınırının belirlenmesinde, faturada yer alan ticari teamüllere uygun miktardaki ıskonto tutarı düşüldükten sonraki, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı gösteren, fatura muhteviyatı işleme ait vergiler (KDV, ÖTV gibi) dahil tutar dikkate alınır.

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz.

İletişim

Recep Bıyık

Recep Bıyık

Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Bizi takip edin