Denkleştirilemeyen süreler sosyal güvenlikte risk yaratır

  • Köşe Yazısı
  • 10 dakikalık okuma
  • 08 Mart 2024
Celal Özcan

Celal Özcan

Sosyal Güvenlik Hizmetleri, Direktör, PwC Türkiye

Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi

8 Mart 2024

Denkleştirme, kelime olarak “birbirine denk duruma getirmek” anlamına gelmektedir.  

İş Hukukunda ise, belirli bir zaman dilimi içerisinde haftalık çalışma sürelerinin üzerinde ve  altında yapılan çalışmaların ortalamalarının haftalık 45 saati aşmayacak şekilde işçi ve işveren  tarafından kararlaştırılmasıdır. 

Rekabet güçlerini kaybetmemek için değişim ve gelişmelere uyum sağlama gerekliliği işletmelerin  mal ve hizmet üretme şekillerinde kendilerini yenilemelerini ve daha esnek bir yönetim sistemini  benimsemelerini gündeme getirmiştir. 

Bu çerçevede, denkleştirme usulü çalışma, çalışma hayatındaki esnek çalışma türlerinden birisini  oluşturmaktadır. 

Denkleştirme usulü ile çalışma doğal olarak yoğunlaştırılmış/sıkıştırılmış haftalarda çalışma durumunu beraberinde getirmektedir. Yoğunlaştırılmış iş haftalarında, toplam iş süresi klasik 5- 6 işgününe değil, 3-4 güne sıkıştırılarak dağıtılmaktadır. 

Sıkıştırılmış iş haftası, işçi için daha fazla boş veya serbest zaman, işe daha az gidip gelme, daha  fazla mesleki eğitim imkânı anlamına gelir iken, işveren bakımından, işletme cari giderlerinin  azaltılması, sezonluk dalgalanmalar ve piyasalarda meydana gelen beklenmedik durumlar  karşısında daha esnek hareket etme, bakım-onarım işlerinin işin durmasına sebep olmadan  yapılması gibi kolaylıklar sağlamaktadır. 

Buna karşın, denkleştirme uygulamasında, işçiler açısından fazla çalışma ücretinin ortadan  kalkması kısa vadeli olarak gelir kaybına yol açarken, işçinin boş zaman tercihinin her zaman  işveren ile uyum göstermemesi anlaşmazlıklarına neden olabilmektedir. 

İşveren açısından ise, hesaplarda sürekli artı değer biriktirmek amacıyla gerçekleştirilen  çalışmalar, işçinin motivasyonunun azalmasına, sağlığının olumsuz etkilenmesine ve böylelikle  genel olarak verimliliğin düşmesine ve sonuç olarak sistemin etkin işlememesine neden  olabilmektedir. 

Hal böyle olmakla birlikte, denkleştirme usulü ile çalışma modelinin olumlu yanının gerek işçi  açısından, gerekse işveren açısından daha ağır bastığını söyleyebiliriz. 

Denkleştirme usulü çalışma ile ilgili kurallar 

Denkleştirme usulü çalışma ile ilgili iş mevzuatımızdaki kuralları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz. 

  • Denkleştirme usulü çalışmada işçi ve işverenin yazılı olarak anlaşmış olması gerekir.
  • Yazılı anlaşma; iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile olabileceği gibi sonradan da ek bir  protokol ile yapılabilir.
  • Denkleştirme süresi 2 ay, turizm sektöründe 4 aydır. 
  • Süreler, toplu iş sözleşmesi ile 4 aya, turizm sektöründe 6 aya kadar arttırılabilir.
  • Denkleştirme uygulamasında günlük çalışma süresi en fazla 11 saat olmalıdır.
  • Denkleştirmede, günlük ve haftalık çalışma saatleri ile uygulamanın başlangıç ve bitiş  tarihleri işverence belirlenmesi gerekmektedir. 
  • Denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi,  normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi  bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. 
  • 2 aylık süre her ayın 1’inde başlayan bir süre değildir. 
  • Denkleştirme süresi ayın herhangi bir gününde başlayabilir. 
  • 2 aylık süre, denkleştirmenin başladığı tarihten itibaren hesap edilir.  
  • İki aylık sürenin sonu, yoğunlaştırılmış iş haftasının başladığı güne denk gelen iki ayın son günüdür. 
  • Belirlenen denkleştirme süresi sabit bir süre olup, bu sürenin işçinin hastalığı ya da yıllık  izin hakkının kullanılması gibi nedenlerle uzatılamaz. 
  • Denkleştirme süresi en fazla 2 aylık dönemde tamamlanmış olmalıdır. Emredici bu düzenlemeye aykırı olarak, taraflar anlaşarak daha uzun bir denkleştirme süresi kararlaştırsalar dahi, bu konudaki anlaşma geçersiz sayılmaktadır. 
  • Denkleştirme süresi 2 aylık süreler içerisinde kalınmak kaydı ile 2 haftalık bir sürede de uygulanabilir. 
  • Bu haftalık sürelerin 2 aylık zaman dilimi içerisinde kalması koşulu ile birbirini takip etmesi de zorunlu değildir.  
  • Denkleştirme süresi sonunda ortalama haftalık çalışma süresini aşan süreler fazla çalışma  olarak değerlendirilir ve ücreti işçiye ödenir. 

Denkleştirme Çalışması Yapılamayacak İşler ve İşçiler 

  • Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında  bulunanlara,  
  • Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım  Yurtlarına Dair Yönetmelik hükümleri gereğince gebe, yeni doğum yapmış ve çocuk  emziren işçilere, 
  • Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelik hükümleri  gereğince gece postalarında çalışan kadınlara, 
  • Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedi Buçuk Saat veya Daha Az Çalışılması  Gereken İşler Hakkındaki Yönetmelik kapsamına giren işlerde, 
  • İşyeri hekimi başta olmak üzere sağlıklarının elvermediği hekim raporu ile belgelenen  işçiler, 
  • Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler, 
  • Maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi yer ve su altında yapılan  işlerde, 

denkleştirme esasına göre çalışma yaptırılamaz. 

Denkleştirilemeyen süreler sosyal güvenlik yönünden risk yaratır 

AB ülkelerinde 2 haftadan 12 aylık süreye kadar geniş bir yelpazede uygulama imkanı bulan  denkleştirme usulü çalışma, ülkemizde yukarıda belirtilen istisnai durumlar hariç 2 aylık  dönemler için uygulanabilmektedir.

Denkleştirme süresinin 2 ayla sınırlandırılmış olması uygulamada çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. 

Zira, 2 aylık süre içerisinde denkleştirilemeyen süreler yeni bir 2 ay içerisinde  denkleştirilememektedir. 

Örneğin, denkleştirme çalışmasında 2 aylık süre dolmadan işçinin sağlık raporu alması, işten  çıkması gibi durumlarda kalan sürenin nasıl denkleştirileceği sorunu ortaya çıkmaktadır.  

Somut bir örnekle açıklamak gerekirse, 2 aylık bir denkleştirme süresi içerisinde işçinin ilk ay her  hafta 60 saat çalıştığını, ikinci ayın birinci haftası sonunda işçinin rahatsızlanarak 3 haftalık sağlık  raporu aldığını varsaydığımızda, işçi 3 haftalık (21 günlük) sağlık raporu almakla 2 aylık  denkleştirme süresini doldurmaktadır. Bu durumda işçinin aynı süreler için tekrar denkleştirme  çalışması yapmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü denkleştirme dönemi bitmiştir. Bu durumda  işveren denkleştirmenin sağlanamadığı sürelerde işçinin 45 saati aşan çalışmaları için işçiye fazla  çalışma ücreti ödeyecek veya işçinin yazılı onayı ve talebi varsa fazla çalışma süresini serbest  zaman olarak işçiye kullandıracaktır.  

Sosyal güvenlik yönünden sorun da denkleştirilemeyen sürelerin karşılığının fazla çalışma ücreti  olarak ödenmesi durumunda ortaya çıkmaktadır. 

Zira, sosyal güvenlik mevzuatına göre, sigorta primine tabi olan kazançlardan; sigortalının  çalışmasının karşılığı olarak zamana göre, götürü, yüzde usulüne göre veya bahşiş şeklinde yapılan  ya da sigortalıya tam bir çalışma karşılığı olmadan kanundan dolayı işverenin yanında çalıştığı  süre ile bağlantılı olarak (fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram  ve tatil günlerinde ödenen ücretler gibi) yapılan ödemeler ile kıdem zammı, vardiya zammı, gece  zammı, yıpranma zammı, eleman teminindeki güçlük zammı, makam tazminatı, özel hizmet  tazminatı, iş riski zammı, ek görev ücreti, meslek tazminatı gibi işçinin çalışmasının karşılığı  olarak çeşitli adlar altında yapılan ödemeler, “ücret” niteliğinde ödeme olarak kabul edilmekte  ve ne zaman ödendiği üzerinde durulmaksızın ait olduğu ayın SGK matrahına  eklenmesi gerekmektedir. 

Dolayısıyla, 2 aylık bir denkleştirme süresinin ilk ayında haftalık 45 saatten fazla çalışma yapılması  ve ikinci ayda çeşitli nedenlerle bu sürenin denkleştirilememesi durumunda işveren tarafından  işçiye ödenecek olan fazla çalışma ücretlerinin ilk ayın SGK matrahına eklenmesi gerekecektir ki,  burada da ilk ayın prim belgenin yasal verilme süresi geçmiş olduğundan hem geriye dönük  verilecek ek prim belgelerinden dolayı idari para cezası ile karşılaşılacak, hem de tahakkuk edecek  sigorta prim borcu için gecikme cezası/gecikme zammı uygulanması söz konusu olacaktır. 

Sonuç olarak; esnek çalışma uygulamalarının yaygınlaştığı günümüzde AB ülkelerindeki 2  haftadan 12 aylık süreye kadar geniş bir yelpazede uygulama imkanı bulan denkleştirme usulü  çalışmanın, benzer süreçlerde ülkemizde de uygulanabilir hale getirilmesi, bu arada da sosyal  güvenlik mevzuatında işverenin kusurundan kaynaklanmayan denkleştirilememiş süreler  nedeniyle ödenecek olan fazla çalışma ücretleri ile ilgili geriye dönük verilecek ek prim belgeleri  ve tahakkuk edecek sigorta primlerinin idari para cezası ve gecikme cezası/gecikme zammı  uygulanmadan tahsil edilmesi hususunda gerekli düzenlemenin yapılması uygun olacaktır.