Dünya Gazetesi
Birkaç haftadır yazdığım makalelerde, vergi uygulamalarında yaygın olarak gündeme gelen tartışmalı temel konuları, yargı kararları üzerinden gündeme getirmeye çalışıyorum.
Bugün benzer bir konuyla devam etmek istiyorum. Yine bir yargı kararı üzerinden, içinde haklı beklenti, öngörülebilirlik, işlemin özü gibi temel kavramların geçtiği bir konuyu paylaşmak istiyorum. Konu serbest bölgede faaliyette bulunan bir şirketin yararlanabileceği kurumlar vergisi istisnasıyla ilgili ama içinde birçok konuya uyarlanabilir yorumlar ve belirlemeler var.
Konunun özeti şöyle
Serbest bölgede faaliyette bulunmak isteyen bir şirkete, 01.09.2003 tarihli, 30 yıl süreli üretim faaliyet ruhsatı verilmiş.
Sonrasında şirketin 21.10.2003 tarihli alım-satım faaliyet ruhsatı başvurusuna istinaden Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü'nce alım-satım konusunda 10 yıl süreli faaliyet ruhsatı verilmesi uygun görülmüş ve yatırımın tamamlanmasını müteakip alım-satım faaliyetinin iş yerinde sürdürülmesinin talep edilmesi halinde ruhsat süresinin 20 yıla çıkarılacağı bildirilmiş.
Davacı bina inşaatını tamamladıktan sonra 05.04.2006 tarihli dilekçeyle, alım-satım faaliyet ruhsatının tadili başvurusunda bulunmuş. Başvuruya istinaden davacının ruhsatı üretim ruhsatına bağlanarak 26.09.2003 başlangıç tarihli ve 20 yıl süreli olarak yeniden düzenlenmiş.
Konunun yasal çerçevesi
Serbest Bölgeler Kanunu'na 5084 sayılı Kanun'la eklenen geçici 3. maddeye göre, 06.02.2004 tarihinden önce alınmış olan faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre sonuna kadar kurumlar vergisi istisnasından yararlanmak mümkün. Bu istisna sadece üretim faaliyetinden elde edilen kazançla da sınırlı değil. Buna karşılık 6 Şubat 2004 tarihinden sonra faaliyet ruhsatı alanların sadece üretimden elde edilen kazançları kurumlar vergisinden müstesna.
Dava konusu
Davacı şirket, 26.09.2003 tarihi itibariyle 10 yıl süreli olarak aldığı faaliyet ruhsatı süresinin 05.04.2006 tarihli başvurusuna istinaden 26.09.2003 başlangıç tarihi olmak üzere 20 yıl süreli olarak tadil edilmiş olması nedeniyle, bölgede elde ettiği kazançların Serbest Bölgeler Kanunu'nun geçici 3. maddesi kapsamında 26.09.2023 tarihine kadar kurumlar vergisinden istisna tutulması gerektiği gerekçesiyle, 2015 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinin ihtirazi kayıtla vermiş, tahakkuk eden ve mahsuben ödenen verginin iadesi istemiyle dava açmış.
Vergi Mahkemesi kararı
Davaya bakan Vergi Mahkemesi;
gerekçeleriyle, ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk eden vergide hukuka uyarlık bulmamış ve uyuşmazlık konusu verginin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine karar vermiş.
Bölge İdare Mahkemesi kararı
Davalının istinaf istemini inceleyen Bölge İdare Mahkemesi, Serbest Bölgeler Kanunu'na 06.02.2004 tarihinde eklenen geçici 3. maddenin amacını Vergi Mahkemesiyle aynı şekilde belirlemiş; mükelleflerin kazanılmış haklarını ve haklı beklentilerini korumak. Ancak Mahkeme, davacının ruhsat süresinin ilgili hükmün yürürlük tarihinden sonraki bir tarihte 20 yıla çıkarılmış olması nedeniyle, davacının 2013 yılından sonra bölgede elde ettiği kazançlarının istisna kapsamında olmadığı sonucuna ulaşmış ve ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesinde beyan edilen tutar üzerinden tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşmış. Bu çerçevede davalının istinaf istemini kabul ederek mahkeme kararını kaldırdıktan sonra davayı reddetmiş.
Danıştay Dokuzuncu Daire kararı
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi;
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararı
Bölge İdare Mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiş.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı
Temyiz istemini inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, davacının temyiz isteminin kabulüne ve Danıştay Dokuzuncu Dairesince verilen kararın dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulmasına karar vermiş.
Değerlendirme
Yukarıda özetlediğim kararlarda birkaç nokta dikkat çekiyor.