Ülkeler Arası Tahsilatta İdari Yardımlaşma

Recep Bıyık Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi

15 Aralık 2023

Gelir İdaresinin internet sitesinde yer alan listeye göre, Türkiye’nin yürürlükte 89 Çifte  Vergilendirmeyi Önleme (ÇVÖ) Anlaşması var. Listeye bakarsak, ticari ve ekonomik ilişkilerin  yoğun olduğu bütün ülkelerle Anlaşma olduğu söylenebilir. 

Öte yandan, 3 Kasım 2011 tarihinde imzalanan, 3 Mayıs 2017 tarih ve 7018 sayılı Kanun’la  onaylanması uygun bulunan ve Bakanlar Kurulunun 30 Ekim 2017 tarih ve 2017/10969 sayılı  kararıyla onaylanan Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesine (Sözleşme) tarafız. 

ÇVÖ Anlaşmalarının vergileme hakkına ilişkin hükümlerini yıllardır yoğun olarak uyguluyoruz.  Ancak bazı anlaşmalarda “tahsilatta yardımlaşma” veya “idari yardımlaşma” başlığıyla yer alan  hükümlerinin uygulandığı durumlarla o kadar çok karşılaşmıyoruz. 

Hem ÇVÖ Anlaşmalarının bazılarında hem de Sözleşmede, bir Devletin talebi üzerine, talepte  bulunulan Devletin, başvuran Devletin vergi alacağının, kendi vergi alacağıymış gibi tahsil etmek  için gerekli girişimlerde bulunmasını öngören, tahsilatta yardımlaşma talebinin koşulları  gerçekleşmese dahi, yani vergi borcu kesinleşmemiş olması durumunda da başvuran Devletin  vergi alacağını güvenceye almak için diğer Devletten koruma önlemleri almasını talep etme hakkı  veren hükümler var. 

Bu hükümlerin uygulanmasıyla ilgili işlemleri bugüne kadar çok görmesek de, önümüzdeki  yıllarda bu konularla fazlaca karşılaşacağımız tahmin ediyorum. 

Bugün tahsilatta idari yardımlaşmayla ilgili yeni sayılabilecek bir yargı kararını paylaşmak ve  konuyla ilgili kısa bir değerlendirme yapmak, böylece konuya da dikkat çekmek istiyorum. 

Dava konusu:

Aşağıda özetleyeceğim Danıştay Kararında yer alan bilgilerden, davacının 2001- 2010 yılları arasında Romanya'da bir şirkette yönetici olarak çalıştığı, şirketin vergi borçlarından  müşterek sorumluluğu bulunduğu, şirketin kesinleşmiş vergi borçları nedeniyle Romanya Gelir  İdaresinin, iki ülke arasında imzalanan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının "İdari Yardımlaşma"ya ilişkin hüküm kapsamında vergi borcunun tebliğ ve tahsili konusunda yardım talep edildiği, bu çerçevede Türkiye’de davacı adına düzenlenen ödeme emrinin dava konusu  edildiği anlaşılıyor.  

Yargı kararı:

Davaya bakan Vergi Mahkemesi, davacının iddialarının ancak vergi borçlarının  doğduğu ülkede savunulabilecek nitelikte olduğu, Türkiye ile Romanya arasında yapılan Çifte  Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının "İdari Yardımlaşma"ya ilişkin 27. maddesinde, anlaşma  kapsamına giren vergilerin asıllarının, zamlarının, eklerinin, faizlerinin, giderlerinin ve ceza  hukuku sınırlarına girmeyen para cezalarının tebliğ ve tahsili amacıyla yetkili makamlar arasında  karşılıklı yardımlaşma yapılması öngörüldüğünden, Romanya Vergi İdaresi tarafından kendi ülke  mevzuatlarına uygun biçimde kesinleştirildiği bildirilen vergi borçlarının tahsiline yönelik olarak, davacı adına düzenlenerek tebliğ edilen uyuşmazlık konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık  bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddediyor. 

Davacının istinaf başvurusunu inceleyen Bölge İdare Mahkemesi, Vergi Mahkemesi Kararını usul  ve hukuka uygun buluyor ve istemin reddine karar veriyor. 

Temyiz talebini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, aynı gerekçelerle, temyiz istemini reddederek,  Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar veriyor. (Danıştay Üçüncü Dairesinin  02.06.2021 tarih ve E:2019/796 K:2021/2857 sayılı kararı.)

Değerlendirmem:

Türkiye’nin akdettiği vergi anlaşmalarının bazılarında, anlaşmanın 26, 27  veya 28. maddesinde, “İdari yardımlaşma” veya “Tahsilatta yardımlaşma” başlığıyla, bir ülkede  kesinleşen kapsamdaki vergilerin tebliğ ve tahsilatında karşılıklı yardımlaşma taahhüdü var. 

Türkiye-Romanya anlaşmasının 27. maddesinde de tebliğ ve tahsilatta karşılıklı yardımlaşma  hükmü var. Maddeye göre, Anlaşma kapsamına giren vergi asıl ve ferilerinin tebliğ ve tahsilinde  karşılıklı yardımlaşma yükümlülüğü öngörülmüş. Maddeyle ayrıca her iki Devlet, haklarını  güvence altına almak amacıyla, henüz itiraz yolu açık olan kamu alacakları için de, talep edilmesi  durumunda diğer Devletin mevzuatında öngörülen koruma tedbirlerinin alınmasını da  isteyebiliyor, Anlaşma bu tedbirler için de karşılıklı yardımlaşma taahhüdünü içeriyor. 

Yukarıda özetlediğim yargı kararına konu somut olayda, Romanya’da kesinleşmiş bir vergi  alacağının tahsili konusunda Romanya Gelir İdaresinin talebi doğrultusunda, Anlaşma hükümleri  kapsamında, borçlu adına Türkiye’de ödeme emri düzenlendiği, bu işlemin de dava konusu  olduğu anlaşılıyor. Yargı kararında da davacının vergi borcunun Romanya’da kesinleştiği,  davacının yukarıda özetlediğim iddialarının ancak vergi borçlarının doğduğu Romanya’da  savunulabilecek nitelikte olduğunu belirterek davayı reddediyor. 

Yukarıda da belirttiğim gibi, karşılıklı idari yardımlaşma uygulamasının önümüzdeki dönemde  daha da yaygınlaşacağını tahmin ediyorum. Çok taraflı Sözleşmenin uygulanmaya başlamasının  da etkisiyle, tebliğ ve tahsilatta yardımlaşmanın sıklıkla karşılaşabileceğimiz bir uygulama  olacağını zannediyorum. 

Telafi edilemez sonuçlarla karşılaşmamak için, bu konulara dikkat etmekte, dava konusu olacak  işlemlerin doğru ülkede ve zamanında dava konusu yapmakta yarar var. Vergi bir ülkede  kesinleştikten sonra, diğer ülkede, başka ülke idaresi adına yapılan tahsilat işlemlerinin dava  konusu edilmesi, sonuç alınabilecek bir durum olmayabilir.