ESG konusunda Aile Şirketlerine düşen görev

Aile şirketleri ekonominin kilit sektörlerine hâkim bir konumda yer alıyorlar. Eğer aile şirketleri Çevresel, Sosyal ve (Kurumsal) Yönetişim (ESG) konularını bir öncelik haline getirirlerse, dünyayı değiştirme imkanına sahipler.

Aile şirketleri, hâkim oldukları birçok önemli küresel endüstride sürdürülebilir dönüşümlere öncülük edebilecek potansiyele, kaynaklara, pazar konumuna ve harekete geçmelerini sağlayacak ayırt edici avantajlara sahipler. Aile şirketleri, üç aylık raporlama döngüsü baskısına, halka açık şirketlerden daha az maruz kaldıkları için değerlerine daha bağlı ve uzun vadeli yatırım hedeflerine daha sadıklar. Birincil amaçları gelecek nesiller için sahip oldukları mirası korumak olan aile şirketleri, ESG sorunlarına odaklanarak sektör ve pazarlar üzerindeki etkilerini de artırabilirler.

Küresel denizcilik endüstrisinin beşte birinden fazlası sınırlı sayıda aile şirketi tarafından yönetiliyor. Otomotivde, toplam küresel pazarın %55'ini oluşturan şirketleri sadece 36 aile kontrol ediyor. Diğer sektörlere baktığımızda da büyük aile şirketlerinin perakende giyim, mühendislik ve inşaat sektörlerindeki hakimiyetlerini görebiliyoruz. Bu durum ESG konusunda beklenen olumlu değişim için ise muazzam bir fırsat sunuyor.

ESG hedeflerine ulaşmak için önem arz eden anahtar sektörler büyük aile şirketleri tarafından kontrol ediliyor.

Seçili sektörlerde aile şirketlerinin küresel pazar payı ve bu pazar payını oluşturan şirket sayısı

Daha fazla bilgi için ilgili yuvarlaklara tıklayın

55%
81%
32%
22%
26%
37%
16%
  • Otomotiv

    Otomotiv sektörünün %55’i 36 aile şirketinden oluşuyor

  • Mühendislik ve inşaat

    Mühendislik ve inşaat sektörünün %81’i 113 aile şirketinden oluşuyor

  • Perakende giyim

    Perakende giyim sektörünün %32’si 21 aile şirketinden oluşuyor

  • Deniz taşımacılığı

    Deniz taşımacılığı sektörünün %22’si 7 aile şirketinden oluşuyor

  • Sigorta

    Sigorta sektörünün %26’sı 12 aile şirketinden oluşuyor

  • Bankacılık ve sermaye piyasasıs

    Bankacılık ve sermaye piyasası sektörünün %37’si 49 aile şirketinden oluşuyor

  • Metal ve madencilik

    Metal ve madencilik sektörünün %16’si 37 aile şirketinden oluşuyor

Bazı aile şirketleri, ESG hedeflerini operasyonlarına entegre ederek ESG kapsamında liderlik etmek için şimdiden adım atıyor. Ancak PwC'nin Aile Şirketleri Araştırması 2021’e göre, henüz katılımcıların çoğu toplum tarafından başarılı ilan edilmenin, geleneksel hayırseverlik şeklinde ortaya çıkması yerine, şirket operasyonlarıyla ilişkilendirilmesi fikrine alışamadı. Araştırmaya göre, aile şirketi sahiplerinin ezici çoğunluğu yeni pazarlara açılmaya (%82) ve dijital yetenekleri geliştirmeye (%80) öncelik verirken, yalnızca %39'u sürdürülebilirlik ve ESG hedeflerini en önemli öncelikler olarak görüyor.

Aile şirketi liderleri ortaya koyabilecekleri potansiyel katkıların, özellikle de birbirleriyle iş birliği yaptıkları durumda, gezegenin geleceği üzerinde şaşırtıcı bir etkiye sahip olabileceğinin farkına varıyorlar.

Çikolata üretimini ele alalım. Az gelişmiş ülkelerdeki küçük kakao çiftçilerinin yoksulluğu ve çocuk işçi kullanımı on yıldan fazla bir süredir manşetlerde yer alıyor. Çoğu büyük marka bu konular ile ilişkilendiriliyor ve bu olayların çoğu aktivistler tarafından başlatılan yasal işlemlerle sonuçlanıyor. Öte yandan İsviçre, Zürih merkezli 110 yıllık bir aile şirketi ve çikolata üreticisi olan Barry Callebaut, 2016 yılında "Forever Chocolate" adlı planının lansmanını yaptı. Bu plan çerçevesinde hedef, 2025 yılına kadar %100 sürdürülebilir çikolata elde etmek olarak belirlendi. Beş yıl sonra, şirket sürdürülebilirliğin çeşitli alanlarında önemli ilerlemeler kaydetti: örneğin, 2019-2020 yıllarında şirket karbon emisyonlarında %8,1'lik bir azalma olduğunu bildirdi. 95.000'e yakın kakao çiftçisine çocuk işçiliği bilinci konusunda eğitim verdi ve sahip olduğu küresel gurme markalar için %100 sürdürülebilir kakao tedariki sağladı. Şirketin ürettiği hammaddeler, dünya çapında satılan her dört çikolata ve kakao ürününden birinde kullanılıyor.

Bir diğer örnek ise dünya çapında çiftçilik yapan 25 milyondan fazla aileyi istihdam eden ve 160 milyar dolarlık bir değere sahip olan kahve endüstrisinden. Doğrudan iki rakip olan llycaffè ve Lavazza tarafından 2018’de finanse edilen iş birliği ile bu iki marka, ilk tamamen açık erişimli Arabica kahve genom dizimini halka sundu. Hedef, çiftçilerden markalara kadar tüm kahve endüstrisinin iklim değişikliğinden kaynaklanan zorluklara karşı hazırlanmasına yardımcı olmaktı.

Kendinden önde gelenlerle yarışabilmek

Aile şirketinin ESG hedeflerine ulaşma konusunda neden bu kadar büyük bir rol oynayabileceğini anlamak için ESG’ye daha geniş bir perspektifte bakmakta fayda var. Sürdürülebilirliği benimseme hareketi, paydaşlardan gelen büyük beklentiler, devletlerden gelen iddialı taahhütler ve büyük bir sermaye yatırımı dalgasıyla desteklenen şirketler için şimdiden radikal bir değişim olarak öne çıkıyor. Örneğin, ESG fonları 2020'de yatırımcılardan 51 milyar dolarlık rekor düzeyde net yeni talep gördü. Bu rakam, önceki yılın iki katından daha fazla. Halka açık büyük şirketler ve devletler, hem sopa (mevzuat) hem de ödüller (hedeflenen devlet destekleri) sayesinde süreçlerin işleyişini yeniden şekillendiriyor. Gerçekten de pek çok şirket karbon emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik sağlamak adına taahhütlerde bulunuyorlar, kurullarını daha çeşitli hale getiriyorlar ve sürdürülebilirlik raporları yayınlayarak bu yönde gerekli adımları atıyorlar.

Ancak bugün, bu tür eylemler sadece birer bahisten ibaretler. Güven inşa etmek ve kendi geleceklerini güvence altına almak için şirketler daha ileri gitmek zorunda. ESG'yi tüm iş süreçlerine (raporlama, strateji ve dönüşüm planları) dahil etmeliler. Aile şirketleri, birkaç temel nedenden dolayı benzersiz bir şekilde konumlandırılmış ve bunu yapmak için teşvik edilmiş durumdalar. Birincisi, diğer şirketlerden daha güvenilir olarak öne çıkıyorlar. Edelman Trust Barometer'ın 2020 raporuna katılanların yaklaşık %67'si aile şirketlerine güvendiklerini söylerken, halka açık şirketlere güvenenlerin oranı sadece %58. Bu sonuç da gösteriyor ki aile şirketleri en güvenilir işletme türü. (Devletler ve medya kuruluşları listenin en son sıralarında yer alıyor)

İkincisi, aile şirketlerinin derinden bağlı olduğu değerleri olması ve topluma katkıda bulunma hedefine sıkı sıkıya bağlı olmaları. Örneğin, çalışanları ve ilişkili bulundukları topluluklarla ilgilenmek, resmi ESG taahhütlerinin küresel bir trend haline gelmesinden çok öncesine uzanan, uzun süredir DNA'larının parçası olan bir durumdur.

Ancak ESG'nin içselleştirilmesi bu şirketler için de büyük bir fark yaratacaktır. Bu avantajları özellikle Asya'da görmeye başlıyoruz. En son aile şirketi araştırmamızda Çin, Japonya ve Tayvan'daki şirketlerin %75'inden fazlası sürdürülebilirliği yaptıkları her şeyin merkezine koyduklarını söylerken, bu oran ABD'de yalnızca %23, Kanada'da ise %28 oldu. Batı ekonomilerindeki ve özellikle de Kuzey Amerika'daki şirketler, daha geleneksel hayırseverliği tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir kısaltma olan “topluma geri vermeye” öncelik veriyor.

Aile şirketlerinin topluma katkı sağlama anlayışındaki keskin bölgesel görüş farklılıkları dikkat çekiyor.

Batının gelişmiş ekonomilerinde öncelik topluma geri vermekken, Asya pazarında aile şirketlerinin hedefi sürdürülebilirliği faaliyetlerinin merkezine koymak

İyilik yaparak toplumda yer edinmek ve daha iyi bir gelecek inşa etmek

Aile şirketlerinin uzun vadeli yaklaşımlarını, günlük operasyonlarının bir parçası olan ESG konusunda somut eylemlere yöneltmesinin zamanı geldi. Kâr ve amaç bir çelişki değil, birçok çalışmanın gösterdiği gibi başarılı bir iş stratejisinin parçalarıdır. İlaç devi Roche Holding'in arkasındaki aile üyesi André Hoffmann, önde gelen ve uzun süredir devam eden bir ESG savunucusu ve doğa temelli çözümlerin arkasındaki itici güç olarak öne çıkmaktadır. Toplumsal sorunları doğadan ilham alan ve desteklenen yöntemlerle çözmeyi savunmaktadır. Hoffmann, kısa süre önce “Kâr elde etmek için doğayı yok ederseniz, o zaman hayırseverlikle çözmeye çalıştığınız sorunu yaratırsınız. Bu nedenle, ne pahasına olursa olsun sadece para kazanmak yerine mantıklı bir şekilde para kazanmakta çok daha iyi olmanız gerekiyor.” dedi. Birçok yönden, bunu yapmak aynı zamanda kurumsal olarak hayatta kalma meselesidir.

Aile şirketleri, büyük etkiye sahip oldukları sektörlerde sürdürülebilirliği sağlamak için birlikte hareket ederse, etki alanları önemli ölçüde büyüyebilir. Bu, rekabete aykırı davranışlarla ilgili değil, aynı anda aynı yönde hareket etmekle ilgilidir. Bunun başarılabilir olduğunu düşünüyoruz – daha önce bahsettiğimiz kahve genom dizisi meselesi buna bir örnek. Birçok aile şirketi lideri, aynı sektördeki diğer aile şirketlerinin oluşturduğu ağın bir parçası. Bu kişilerin düzenli olarak görüş alışverişinde bulunduğu ve deneyimlerini paylaştığı toplantılar, değişim için bir katalizör görevi görebilir.

Aslında, aile şirketlerinin ESG hedeflerine yönelik topluma yaptıkları taahhütlerini hızlandırmaktan başka seçenekleri de bulunmamakta. Harekete geçemeyenler, ESG ile ilgili önemli avantajlardan faydalanamayacaklar. Haldor Topsøe Holding başkanı Jakob Haldor'un dediği gibi, "Yaptığınız her şeye sürdürülebilirliği dahil etmezseniz, hangi sektörde olursanız olun kendinizi işsiz bulacaksınız. Bu sadece bir zaman meselesi."

ESG konusunda stratejik ve işbirlikçi bir yaklaşım benimseyen aile şirketleri, olumlu bir fark yaratmaktan çok daha fazlasını elde edecek. Uzun vadeli amaçlarına, değerlerine ve bakış açılarına uygun davranarak, müşteriler ve iş ortakları arasında daha fazla iş değeri ve daha derin bir güven yaratacaklar. Basitçe söylemek gerekirse, kâr ve amaç arasında bir çelişki bulunmamakta. Dünyanın önde gelen aile şirketleri, ESG'de birlikte adım atmak için altın değerinde bir fırsata sahipler. Bu, gezegenin iyiliği, insanlığın iyiliği ve kendi gelecekteki başarıları için acilen kullanmaları gereken bir fırsat.

Peter Englisch

Peter Englisch

Küresel Aile Şirketleri Hizmetleri Lideri, PwC Almanya

İletişim

Mevlüt Akbaş

Mevlüt Akbaş

Aile Şirketi Hizmetleri Lideri, PwC Türkiye

Telefon: +90 212 355 23 54

Bizi takip edin