Muvazaalı alt işverenlikte sosyal güvenlik işlemleri

Celal Özcan Sosyal Güvenlik Hizmetleri, Direktör, PwC Türkiye

Dünya Gazetesi

24 Haziran 2022

İş mevzuatı ve yargı kararlarına göre; asıl olan bir iş organizasyonunu işverenin kendi işçileriyle  yürütmesidir. 

Ancak, günümüzde iş organizasyonlarının genişlemesi, teknolojinin ilerlemesi ve üretim  anlayışının değişmesi aynı organizasyon içerisinde farklı uzmanlık alanlarının gelişmesine sebep  olmuştur. Aynı zamanda organizasyonların genişlemesiyle birlikte hizmet sektörü de gelişmiş ve  temizlik, güvenlik, yemek, ofis işleri gibi yardımcı hizmetlerin hem profesyonelleşmesine hem de  büyümesine ortam hazırlamıştır. 

Gelinen noktada işverenlerin gerek maliyet baskısından dolayı, gerekse de daha verimli  çalışabilmek adına ana faaliyet konuları dışındaki iş alanlarında hizmet satın alarak örgütlenmeleri yaygın bir hal almıştır. 

Ancak, yukarıda da bahsedildiği gibi esas olan işin, işverenin kendi işçileriyle yapılması  olduğundan ve hizmet satın almak suretiyle yapılan organizasyonlarda işçi haklarının  kısıtlanmasına yönelik kötü uygulamaların yaygınlaşmasından dolayı bu çalışma biçimi alt  işverenlik şeklinde hukuki bir statüye bağlanarak ancak sınırlı hallerde yapılmasına imkân sağlanmıştır. 

4857 sayılı İş Kanunu’nun 2’nci maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği ile bu çalışma yönteminin  usul ve esasları ile sınırları belirlenmiş, ayrıca yargı kararları ve öğreti ile de uygulama  şekillenmiştir. 

Yasal asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi

4857 sayılı İş Kanununa göre, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine  ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik  nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu  işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki yasal alt  işveren ilişkisi olarak kabul edilmekte ve bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o  işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş  sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmaktadır. 

Bu çerçevede, asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam  ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt  işveren ilişkisi kurulması yasak olup, aksi halde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı  işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi  sayılmaktadır. Yine, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler  dışında asıl işin bölünerek alt işverenlere verilmesi yasal olarak mümkün değildir.

Alt işverenlik ilişkisinin muvazaa yönünden denetlenmesi 

Alt işverenlik ilişkisinde muvazaa olup olmadığı İş Müfettişleri tarafından denetlenmekte ve  inceleme sırasında aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulmaktadır.

a) Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine  ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığı,

b) Alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren  bir iş olup olmadığı, 

c) Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı, 

ç) Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı,

d) İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı, 

e) Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden  başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı, 

f) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden  kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı,  

g) Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut  mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya  yönelik yapılıp yapılmadığı, 

Yapılan inceleme sonucunda alt işverenlik ilişkisinde muvazaa olduğunun tespiti halinde, bu  tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilmekte, bu rapora karşı da tebliğ  tarihinden itibaren otuz iş günü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilmektedir. 

İtiraz üzerine görülecek olan dava basit yargılama usulüne göre dört ay içinde  sonuçlandırılmakta, mahkemece verilen kararın temyizi hâlinde de Yargıtay altı ay içinde kesin  olarak karara bağlamaktadır. Rapora otuz iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkemece  muvazaalı işlemin tespiti onanmış ise alt işverenlik tescil işlemi iptal edilmekte ve alt işverenin  işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılarak, yasadan, iş akdinden veya varsa toplu  iş sözleşmesinden doğan işçilik hakları asıl işverenden talep edilebilmektedir. 

Bunun dışında, iş müfettişinin muvazaalı işlemi tespit etmesi durumunda; itiraz süresinin  geçmesi ya da mahkeme kararı ile muvazaanın onanması hâlinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 98/1  maddesi uyarında asıl işveren ve alt işveren veya vekillerine idari para cezası (2022 yılında 47.409  TL) uygulanmaktadır. 

Muvazaalı alt işverenlik ilişkisinin yukarıda belirttiğimiz iş hukuku sonuçları dışında sosyal  güvenlik yönünden de bazı sonuçları bulunmaktadır. 

Muvazaalı alt işverenlikte sosyal güvenlik işlemleri

4857 sayılı İs Kanununa göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin olmadığının yapılan denetim  sonucunda veya mahkeme kararları ile ortaya konması ve alt işverenin isçilerinin başlangıçtan  itibaren asıl işverenin isçisi olarak sayılması halinde; bu sigortalılara ait yasal süresinde verilen  belgeler (işe giriş bildirgesi, işten ayrılış bildirgesi, aylık prim ve hizmet belgesi) asıl işverene ait  işyerine aktarımı yapılmaktadır.

Alt işveren tarafından sosyal güvenlik yükümlülüklerinin (bildirge ve prim ödemesi) yasal süreler  içinde yerine getirilmiş olması halinde; idari para cezası, ek prim tahakkuk, gecikme cezası ve  gecikme zammı uygulanmadan, alt işveren işyerinden bildirilen sigortalılık hizmetleri ile bu  hizmetler karşılığı yapılan tahsilatlar iptal edilip, asıl işveren işyerine aktarımı yapılmaktadır.

Örnek 1- (X) asıl işvereni ile (Y) alt işvereni, arasındaki asıl işverenlik alt işverenlik ilişkisinin 4857 sayılı Is Kanununa göre olmadığının kesinleşen mahkeme kararıyla ya da denetim elemanları tarafından düzenlenen raporla ortaya konulması ve sigortalıların basından itibaren  asıl işverenin sigortalıları olması gerektiği yönünde bir hükmün/önerinin belirtilmesi  durumunda; sigortalılara dair yükümlülükler (Y) alt işvereni tarafından yasal süreler dahilinde  yerine getirilmiş olması halinde idari para cezası, gecikme cezası ve gecikme zammı  uygulanmadan, sigortalı hizmetleri ile varsa bu hizmetler karşılığı yapılan tahsilatlar (X)  asıl işverenine ait işyerine aktarılacaktır. 

Diğer taraftan, asıl işverene ait işyeri dosyasına hizmet aktarımı yapılan sigortalılar için oluşan sigorta prim tahakkuklarının bu hizmetler karşılığı yapılan tahsilatlardan fazla olması veya asıl  işverene ait işyeri dosyasına hizmet aktarımı yapılan sigortalılar için ek aylık prim ve hizmet  belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmesi gereken bir durumun ortaya çıkması  nedeniyle borç çıkması hallerinde, yasal olarak ödeme yapılması gereken son tarihten ödemenin  yapıldığı tarihe kadar gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanacaktır. 

Ayrıca, asıl işverene ait işyeri dosyasına hizmet aktarımı yapılan sigortalılar için bu şekilde verilen  ek aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi için idari para cezası  uygulanacaktır. 

Örnek 2: Örnek 1'deki sigortalıların başlangıçtan beri asıl işverenin sigortalısı sayılması ve toplu  is sözleşmesinde belirtilen haklardan faydalanmasının gerektiğinin belirtilmesi nedeniyle oluşan ücret farkı için asıl işverenden ek aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet  beyannamesi istenildiği varsayıldığında, ek aylık prim ve hizmet belgesinin/muhtasar ve prim  hizmet beyannamesinin verilmesinden kaynaklanan borç için yasal olarak ödeme yapılması  gereken son tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar gecikme cezası ve gecikme zammı  hesaplanacaktır. Ayrıca, bu şekilde verilen ek aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim  hizmet beyannamesi için idari para cezası uygulanacaktır. 

Örnek 3: Örnek 1'deki sigortalıların başlangıçtan beri asıl işverenin sigortalısı sayılması gerektiği nedeniyle asıl işverenine ait işyerine aktarılmış ancak aktarımı yapılan dönemlerden 2018/Mart  ayına ait aylık prim ve hizmet belgesinden kaynaklanan borcun alt işveren tarafından ödenmediği varsayıldığında, 2018/Mart ayından kaynaklanan borç yasal olarak ödenmesi gereken son  tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanacak ve asıl  işverenden tahsil edilecektir.