Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri sosyal güvenlikte meslek hastalığı olarak kabul edilmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bu tür hastalıkların tespiti ve değerlendirilmesi sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Sigortalının çalıştığı iş yerinde maruz kaldığı zararlı etkenlerin meslek hastalığına sebep olup olmadığını belirleyen süreç, iş sağlığı ve güvenliği açısından da büyük önem taşır. Bu çerçevede, meslek hastalığının tespiti ve bu hastalığa bağlı olarak sağlanan haklar, sosyal güvenlik sisteminin temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır.
Bir hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilebilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede;
unsurlarının bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.
Meslek hastalığının tespit edilmesi süreci, genel olarak çalışanın şikayeti üzerine başlamaktadır. Çalışan, meslek hastalığından şüphelendiğinde işyeri hekimine ya da SGK tarafından yetkilendirilmiş sağlık kuruluşlarına başvurmaktadır. Hastalığın meslek hastalığı olup olmadığına ilişkin kesin teşhis, bu sağlık kuruluşlarının yaptığı tetkik ve değerlendirmeler sonucunda belirlenmekte ve eğer çalışan, meslek hastalığına yakalanmış ise, bu durum raporlanmakta ve SGK'ya bildirilmektedir.
Dolayısıyla, sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğu;
SGK Sağlık Kurulunca incelenmesiyle tespit edilmektedir.
Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalıklar meslek hastalığı olarak kabul edilmektedir.
Meslek hastalıkları, çeşitli sektörlere ve iş kollarına göre farklılık gösterebilmektedir. Genel olarak, meslek hastalıkları kimyasal, fiziksel, biyolojik ve ergonomik etkenlerden kaynaklanan hastalıklar olarak dört ana grupta toplanabilir. Kimyasal etkenlere maruz kalan çalışanlar, solunum yolu hastalıkları, deri hastalıkları ya da zehirlenmeler gibi sorunlar yaşayabilir. Fiziksel etkenler ise genellikle işitme kaybı, kas-iskelet sistemi bozuklukları ya da göz problemleri şeklinde ortaya çıkar. Biyolojik etkenlere bağlı meslek hastalıkları, genellikle enfeksiyon hastalıklarıdır ve özellikle sağlık sektörü çalışanları bu tür risklerle karşı karşıyadır. Ergonomik etkenler ise, sürekli tekrarlayan hareketler sonucu oluşan kas ve eklem hastalıklarını kapsar.
Kömür madenlerinde çalışan sigortalıların tutuldukları “Pnömokonyoz” ve “Antrekozis", mermer ocakları veya kot taşlama işyerlerinde çalışanların tutuldukları “Silikozis”, tütün işletmelerinde çalışan sigortalıların yakalandıkları “Tabakozis” hastalığını meslek hastalıklarına örnek verebiliriz.
Hangi hastalığın meslek hastalığı sayılacağı, bu hastalıkların işten ayrıldıktan ne kadar zaman sonra ortaya çıktığı, meslek hastalığının o işten ileri gelmiş kabul edilmesi ve meslekte kazanma gücü kayıp oranı gibi hususlar, SGK’nın Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Türkiye’de SGK tarafından yayımlanan istatistiklere göre, 2023 yılında meslek hastalıklarıyla ilgili olarak bildirilen toplam vaka sayısı 945 civarındadır. Ancak meslek hastalığı tanısının konulması ve raporlanmasında eksiklikler olduğundan, bu sayının gerçekte daha yüksek olma ihtimali bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) verilerine göre, her yıl dünya genelinde yaklaşık 3 milyon iş kazası ve meslek hastalığına bağlı ölüm vakası meydana gelmektedir. Avrupa Birliği'nde meslek hastalıklarına en sık rastlanan sektörler arasında inşaat, metal işleme ve kimya sektörü bulunmaktadır. Ayrıca, AB İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) verilerine göre, AB genelinde en çok raporlanan meslek hastalıkları arasında kas-iskelet sistemi bozuklukları, solunum yolu hastalıkları ve işitme kaybı gibi rahatsızlıklar yer almaktadır. Türkiye'de meslek hastalıklarına en çok maruz kalan iş kolları ise ağır sanayi, maden işçiliği ve tekstil sektörleridir. Bu veriler, meslek hastalıklarının önlenmesine yönelik farkındalığın artırılması ve iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini göstermektedir.
Meslek hastalığına yakalanan çalışanlara sosyal güvenlik yönünden çeşitli haklar sağlanmaktadır.
Bu haklar, çalışanın iş gücü kaybı oranına ve hastalığın derecesine göre farklılık göstermektedir.
Bu çerçevede, meslek hastalığı halinde SGK tarafından sigortalıya;
Şeklinde yardım sağlanmaktadır.
Sürekli iş göremezlik geliri, meslek hastalığı sonucunda çalışanın iş gücü kaybı yaşadığı durumlarda devreye girmektedir.
Bu çerçevede, SGK tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının (Sağlık Bakanlığı’na bağlı Meslek Hastalıkları Hastaneleri, Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, Devlet Üniversitesi Hastaneleri) sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden SGK Sağlık Kurulu’nca meslekte kazanma gücünün %10 ve üzerinde azaldığının tespiti halinde sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmaktadır.
Meslek hastalığı olaylarını işverenin SGK'ya bildirme zorunluluğu vardır. Sigortalı kişilerin meslek hastalığına yakalanmaları halinde, işverenleri tarafından bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içerisinde SGK’ya elektronik ortamda meslek hastalığı bildirimi yapmaları gerekmektedir.
İşverenlerin, bu süre içinde bildirim yapmaması halinde işyeri tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak 24.607 TL ile 73.821 TL (2024 yılı) idari para cezası ile yaptırımı ile karşı karşıya kalabileceklerdir.