Amortismana başlama zamanı değişti mi?

Recep Bıyık Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Dünya Gazetesi

27 Ekim 2021

Yanlış bilmiyorsam, amortisman ayırmaya başlama tarihiyle ilgili Vergi Usul Kanunu’nun 320.  maddesinin ilk fıkrası hiç değişmedi. Yıllardır aynı hüküm uygulandı. Anlaşılır gibi değil ama  temel bir konu, amortismana tabi varlıkların amortisman uygulamasının başlama tarihiyle ilgili  tartışma da uzun uygulama döneminde ihtilaflı bir konu olarak yaşaya geldi. Resmî Gazetede dün  yayımlanan 7338 sayılı Kanun’la 320. maddeye eklenen yeni bir fıkrayla yapılan düzenleme,  konuya başka bir boyut kattı. 

Değişiklik öncesi düzenleme neydi?

Vergi Usul Kanunu’nun 320. maddesinin birinci fıkrasına göre, amortisman süresi kıymetlerin  aktife girdiği yıldan başlıyor. Hüküm bu, anahtar kavram “aktife girme”. 

Aktife girme deyimi maddede tanımlanmış değil. Kavramı Kanun’da tanımlamaya ihtiyaç var  mı tartışılır. Konu açık, tanımlama ihtiyacı yok denebilir ancak uygulama böyle olmamış, taraflar  kavramı farklı yorumlamışlar.İdare ve yargı organları konuyla ilgili ne sonuca ulaşmış özetleyeyim. 

Mali İdarenin görüşü 

Mali İdare kıymetin aktife girmesini öteden beri, varlığın iktisap edilerek defterlere kaydedilmesi,  değerleme gününde envantere dahil olması ve kullanılmaya hazır halde bulunması olarak  tanımlamış. İdare, kullanıma hazır olmayan, örneğin demonte halde bulunan iktisadi kıymetler için  amortisman ayrılamayacağı yönünde görüşler vermiş. Konuyla ilgili eksi/yeni çok özelge var ama  tam metne bakmak isteyenler için yeni tarihli ikisinin tarih ve sayısını vereyim: 06.04.2017 tarih ve  12 ve 14.07.2016 tarih ve 13 sayılı özelgeler. 

Amortisman uygulamasının başlangıcını kıymetin aktife girmesi olarak kabul eden ancak aktife  girme tarihini başka ölçüler yanında “kullanılmaya hazır halde bulunma” tarihine bağlayan Mali  İdare, aktife girme kavramının tanımında geçen “kullanılmaya hazır halde bulunma”  kavramını özelgelerde; alındığı şekliyle kullanılacak iktisadi kıymetlerde sözleşme şartlarının  yerine getirilip kıymetin teslim alınması veya gümrükten çekilip işletmeye dahil edilmesi, kullanılması için montajı gerekli kıymetler için montajın tamamlanması olarak tanımlamış. 

Yargı kararları

Danıştay bugüne kadar, amortisman ayırmak için iktisadi kıymetin aktife girmesini yeterli bulmuş.  Bir iktisadi kıymet için amortisman ayrılabilmesi, iktisadi kıymetin işletmede kullanılmasına veya  kullanıma hazır hale getirilmesine değil, aktife kaydedilmiş olmasına bağlanmış yargı kararlarında.  Aktife girme kavramının kullanıma hazır hale gelme aşamasını kapsamadığını, bu çerçevede  örneğin iktisap edilen sabit kıymetlerin demonte durumda olmasının amortisman ayırmaya engel  olmadığı yönünde kararlar verilmiş öteden beri. Konuyla ilgili eksi/yeni çok yargı kararı var ama  incelemek isteyenler için yeni tarihli iki kararın tarih ve sayısını vereyim: Danıştay Üçüncü  Dairesinin 19.04.2000 tarih ve E:1998/934 K:2000/1477 sayılı, Danıştay Dördüncü Dairesinin  08.02.2011 tarih ve E:2010/3723 K:2011/574 sayılı kararları. 

Kişisel düşüncem neydi? 

Yukarıda hem Mali İdarenin görüşünü, hem de yargı kararlarını özetledim. Ben bugüne kadar  yargı kararlarında olduğu gibi düşündüm. Aktife girme kavramının, kullanıma hazır halde  bulunma aşamasını kapsamadığı düşüncesinde oldum, bu görüşümü de daha önce bu sayfalarda  yazdım.  

7338 sayılı Kanun’la yapılan düzenleme 

Vergi Usul Kanunu’nun, amortisman süresinin, kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlayacağına  ilişkin 320. maddesinin birinci fıkrasında bir değişiklik yok. Fıkrada amortismanın başlama zamanı yanında, yıllık esasta amortisman ayrılması düzenleniyor.

7338 sayılı Kanun’la yıllık esasta amortisman ayrılması esası korunuyor, 320. maddeye eklenen  üçüncü fıkra hükmüyle, isteyen mükelleflere günlük esasta amortisman uygulaması seçimlik hak olarak getiriliyor. 

320. maddeye eklenen yeni fıkra hükmüne göre, isteyen mükellefler, amortisman işlemine,  işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte  başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar gün esasına göre  amortisman ayırabilecekler. 

Bu düzenleme, özellikle değerleme günü itibariyle; edinilmiş ama demonte durumda olan makine  ve teçhizat ile edinilmiş ama kullanımı yasal düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan  nedenlerle mümkün olmayan varlıkların amortismanına başlama zamanını etkileyecek. 

Yeni düzenleme amortismana başlama zamanını değiştirdi mi? 

Öncelikle bu başlıkla ilgili bir saptama yapayım. İstikrar kazanmış yargı kararları çerçevesinde,  amortismana başlama zamanının yargı kararlarında ifade edildiği gibi aktife girme tarihi  olduğunu, aktife girme kavramının kullanıma hazır hale gelme aşamasını kapsamadığını ifade  edeyim. Çok sayıda yargı kararı varken ve kararlar istikrarlı iken hala farklı görüş var demek,  konunun tartışmalı olduğunu söylemek doğru bir ifade olmaz. Dolayısıyla, 7338 sayılı Kanun’la  yapılan düzenlemenin amortismana başlama zamanını değiştirip değiştirmediği sorusunun doğru bir soru olduğunu düşünüyorum ve bu çerçevede konuyu değerlendirmek isterim. 

Bir üst başlıkta ifade ettiğim gibi, Vergi Usul Kanunu’nun 320. maddesinin birinci fıkrasındaki  hüküm korunmuş, maddeye yeni eklenen üçüncü fıkrayla günlük esasta amortisman getirilirken,  amortisman uygulamasının, varlığın kullanıma hazır olduğu tarihte başlayacağı öngörülmüş.  Birinci ve üçüncü fıkrada yer alan hükümlerin çeliştiği açık; birinci fıkra kullanıma hazır olma  koşulunu aramıyor, üçüncü fıkra arıyor.  

Bu durumda iki konuyu değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Birincisi, yıllık esasta  amortisman uygulamasında farklı, günlük esasta amortisman uygulamasında farklı amortismana  başlama zamanı olabilir mi? Bu seçeneği kabul edersek örneğin, 31 Aralık tarihinden önce  edinilip bu tarih itibariyle henüz kullanıma hazır hale gelmeyen varlıklar için yıllık esasta  amortisman ayrılabilirken, günlük esasta amortisman ayrılamayacak. Olacak bir uygulama değil,  tartışmak bile istemem bu seçeneği. 

Değerlendirilmesi gereken ikinci konu, iki hüküm çelişirse nasıl bir yorum yapılması gerektiği. Normlar hiyerarşisi konusuna girmek istemem, uzmanlık alanım değil, çok genel olarak ve  bildiğim kadarıyla düşüncemi söyleyeyim. Eşit hukuki statüde iki norm çelişiyor. Genel hüküm  özel hüküm ilişkisi açısından da eşit statüde iki hüküm söz konusu. Dolayısıyla önceki düzenleme  ve sonraki düzenleme ilişkisine bakarak, 7338 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemenin uygulanması  gerektiğini düşünüyorum. Bu durumda da değerleme günü itibariyle kullanıma hazır halde  bulunmayan varlıklar için amortisman başlama zamanının değiştiğini düşünüyorum. 

Hangi görüşte olursak olalım, aslında esas konu, yapılan düzenlemenin olması gerektiği gibi  yapılmamış olması. 7338 sayılı Kanun’da ya 320. maddenin birinci fıkrası da değiştirilip  amortismana başlama zamanı kullanıma hazır hale gelme tarihi olarak düzenlenmeliydi veya maddeye eklenen üçüncü fıkrada da amortisman ayrılması aktife girme tarihi olarak  öngörülmeliydi. 

 

 

 

 

Etiketler