İlişkili Kişiler Arasındaki Borçlanmalarda Emsal Faiz Oranı

Recep Bıyık Mevzuat Eğitim ve Araştırma Başkanı, PwC Türkiye

Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi

8 Kasım 2023

Yasal düzenleme 

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesi gereği, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda hesaplanan  faiz tutarının, emsal faiz oranına uygun olması gerekiyor. 

Emsal arayışında öncelikle iç emsal olup olmadığına bakılıyor. Borçlu şirketin karşılaştırılabilir  nitelikte (kredi kullanım amacı, vade, tutar, para birimi açısından) iç emsal kredi faiz verileri varsa,  esas olan bu oranların kullanılması. 

İç emsal yoksa veya karşılaştırılabilir değilse? 

İç emsal yoksa veya iç emsaller karşılaştırılabilir değilse, o zaman dış emsal araştırması yapılıyor. 

Bu uygulamada yaygın üç farklı oran karşımıza çıkıyor. Önce bu üç orandan kısaca bahsedeyim,  sonra hangi oranın kullanılması gerektiğine ilişkin değerlendirme yapayım. 

a) Ortalama ticari kredi faiz oranı.

Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu, ilişkili kişiler  arası borçlanmalarda emsal faiz oranı olarak, TC Merkez Bankası (TCMB) tarafından ilan edilen, bankalarca açılan ticari kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının (ticari kredi faiz oranı)  dış emsal olarak dikkate alınması gerektiğine karar verdi. Vergi Müfettişleri incelemelerde bu oranı  dikkate alıyor. 

b) TCMB tarafından belirlenen, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı:

Emsal faiz  oranı olarak TCMB tarafından belirlenen, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının esas  alınabileceğine ilişkin çok sayıda yargı kararı var. Yeni tarihli kararlarda, bu yöndeki kararların  istikrar kazandığı belirtiliyor. 

c) Borç alanın kredibilitesine dayalı dış emsal çalışmasıyla belirlenen faiz oranı:

OECD yaklaşımı doğrultusunda, borç alanın kredi notuna dayalı bir emsal çalışması yapılarak  bulunan faiz oranı.  

Yukarıda da belirtiğim gibi uzun yıllar, özellikle Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu Kararı  öncesinde, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı  kullanılageldi. Farklı emsalleri dikkate alarak yapılan tarhiyatlar yargıda benimsenmedi. Danışma  Komisyonu Kararı sonrasında yaygın uygulama değişecek mi, zamanla göreceğiz. 

Gelir İdaresi görüşü 

Gelir İdaresi öteden beri, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda dikkate alınması gereken faiz oranı  konusundaki sorulara; 

  • Emsallere uygun bir faiz oranının hesaplanması, emsallere uygun faiz oranının, Kurumlar  Vergisi Kanunu’nun 13. maddesi hükümleri ile 1 seri no.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla  Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yapılan açıklamalara göre belirlenmesi  gerektiği, 
  • Bütün borçlanmalar için tek bir emsal faiz oranı belirlenmesi ve her olaya bu oranın  uygulanmasının mümkün olmadığı, emsal faiz oranının, kurum bünyesinde yapılacak  incelemede kurumun yapısı ve o günkü faiz hadleri ve emsali kurumların değerlendirilmesiyle  ortaya çıkacağı, bu nedenle önceden bir oran belirlemenin söz konusu olmadığı, 

şeklinde cevaplar veriyor. İlgilenenler için bir eski bir yeni tarihli özelge: Maliye Bakanlığının  09.06.1997 tarih ve 23723 sayılı, Gelir İdaresi Başkanlığının 02.11.2022 tarih ve 1276402 sayılı  özelgeleri. 

Verilen özelgelerde yer alan açıklamalardan, Gelir İdaresi görüşünün, bütün kurumlar veya  borçlanmalar için tek bir oran belirlenmesi şeklinde olmadığı, İdarenin her bir borçlanma için,  emsal bedel araştırılması gerektiği görüşünde olduğu anlaşılıyor. 

Kişisel değerlendirmem 

İlişkili kişiler arası borçlanmalarda, hem TCMB tarafından ilan edilen bankalarca açılan ticari  kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının, hem de TCMB tarafından belirlenen reeskont  işlemlerinde uygulanan faiz oranının dikkate alınamayacağını, bu oranların karşılaştırılabilir  olmadığını değerlendiriyorum. 

Gerekçelerimi özetleyeyim. 

a) Ortalama ticari kredi faiz oranı:

TCMB tarafından ilan edilen, bankalarca açılan ticari  kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranı, ticari kredi veren bütün bankacılık sektörünün  kredilere uyguladığı ortalama faiz oranını ifade ediyor. Bankalar, verdikleri ticari kredilere ilişkin  verileri haftalık olarak TCMB’ye raporluyor, Banka’da bütün sektöre ilişkin verileri haftalık olarak  kamuoyuyla paylaşıyor.  

Vergi inceleme elemanları tarafından emsal olarak kabul edilen faiz oranı; tüzel kişi KMH,  kurumsal kredi kartı ayırımı yapılmaksızın, bankalarca açılan tüm ticari kredilere uygulanan  ağırlıklı ortalama faiz oranı. Vergi Denetim Kurulunun, bu faiz oranının, ticari kredi veren bütün  bankaları kapsayacak şekilde verilere dayandığı için piyasayı daha net yansıtma özelliği taşıdığı  gerekçesiyle, emsal faiz oranı olarak kullanılması gerektiği sonucuna vardığı anlaşılıyor. 

TCMB tarafından açıklanan faiz oranının, ilişkili kişiler arası borçlanmalar için karşılaştırılabilir  olmadığını ve dolayısıyla gerçek anlamda bir dış emsal niteliği taşımadığını düşünüyorum. Şu  nedenlerle: 

  • TCMB tarafından açıklanan veri, farklı kredi notuna sahip şirketlerin kullandığı kredileri içerdiği  gibi, ilişkili bankadan kullanılan kredileri de içeriyor. Bu verinin karşılaştırılabilir olması için,  aynı kredibiliteye sahip kurumlar tarafından kullanılan kredilerin dikkate alınması, ayrıca ilişkili  bankalardan kullanılan kredilerin de setten çıkartılması gerekiyor. Bu ise mümkün değil. 
  • TCMB tarafından açıklanan veri, vade ve işlem tutarları itibariyle bir ayrım olmaksızın bütün  kredileri ve ayrıca kurumsal kredi kartlarını da kapsıyor. Bu oranın ilişkili kişilerarası işlemlerde  dikkate alınabilmesi için, aynı vade yapısına sahip ve işlem büyüklüğü yaklaşık olan kredilerin  esas alınması, diğer kredilerin ayıklanarak verilerin karşılaştırılabilir hale getirilmesi gerekiyor.  Bu da mümkün değil. 

Bu gerekçelerle, ticari kredilere uygulanan ortalama faiz oranının emsal olarak kullanılamayacağını  düşünüyorum. Ancak şu gerçeği de burada ifade etmek gerekir ki; Vergi Denetim Kurulu Danışma  Komisyonu kararları, vergi müfettişleri için hukuken bağlayıcı, bu nedenle de emsal bedel olarak  bu verinin kullanılması halinde eleştiri riski yok. Elbette Vergi Denetim Kurulu Danışma  Komisyonu kararının değişmesi her zaman mümkün. 

b) TCMB tarafından belirlenen, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranı:

Yukarıda  da belirttiğim gibi, ilişkili kişiler arası borçlanmalarda emsal faiz oranı olarak TCMB tarafından belirlenen, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının esas alınabileceğine ilişkin çok sayıda yargı kararı var. Bu oranın da, ilişkili kişiler arası borçlanmalar için karşılaştırılabilir olmadığını ve  dolayısıyla gerçek anlamda bir dış emsal niteliği taşımadığını düşünüyorum. Şu nedenlerle: 

  • TCMB tarafından belirlenen reeskont ve avans faiz oranları, TCMB’nin hem para politikası  enstrümanı olarak hem de bankaların likidite ihtiyacını karşılamak amacıyla kullandığı araçlar  olduğundan, grup içi borçlanma işlemlerinin niteliğine uymuyor. Yani karşılaştırılabilir değil. 
  • Son zamanlarda sıkça değiştirildi ama bu oranlar geçmişte bu kadar sık değişmedi ve zamanın piyasa koşullarını yansıtmaktan uzak olduğu dönemler de sıklıkla oldu. Niteliği gereği  karşılaştırılabilir olmadığı gibi dönemsel olarak da zaten karşılaştırılabilirliği yok. 

Yukarıda belirttiğim gibi, vergi inceleme elemanları emsal faiz oranı olarak Merkez Bankasınca  açıklanan ticari krediler ortalama faiz oranını esas alıyor. Ancak TCMB tarafından belirlenen  reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranının esas alınabileceğine ilişkin çok sayıda yargı kararı  var. Dolayısıyla, emsal faiz oranı olarak reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranını kullanmak,  vergi incelemelerinde tarhiyat riski yaratıyor. Yargı kararlarının değişmeyeceğinin ise garantisi yok. 

Bu iki faiz oranı kullanılamayacağına göre hangi oran kullanılması sorusuna yanıtım şu; borçlanan  kurumun kredibilitesine, borcun vade yapısına ve büyüklüğüne bağlı olarak, yapılacak araştırma  sonucu bulunacak emsal faizi oranı. Başka bir ifadeyle, Gelir İdaresinin yukarıda özetlediğim  görüşüne katılıyorum. 

Son olarak şunu ifade etmek isterim. Yukarıda emsal faiz oranı konusunda üç ayrı oranı  değerlendirdim ama oran sayısını çoğaltmak mümkün. Hem uygulamada hem yargı kararlarında  farklı oranlarla (mevduat faiz oranı, TCMB avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı, vb)  karşılaşmak mümkün. Bu oranları yukarıda değerlendirme ihtiyacı duymadım. Bunların hiçbirinin emsal faiz oranı olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.