Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi
Banka ve diğer finansman kurumlarından temin edilerek grup şirketlerine aynen aktarılan kredilerin finansman hizmeti olmadığı, dolayısıyla faiz tutarı üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmediği yönündeki İdari görüş ve yargı kararlarının istikrar kazanmış olduğu söylenebilir.
Uygulama uzun yıllar bu yönde sorunsuz bir şekilde yapılırken, 2017 yılında verilen bir Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurul kararı sonrasında konu yeniden tartışmaya açıldı. Belki doğru ifade, değişen bir şey olmadı ama konunun tartışmalı hale geldiği düşünüldü. Ben de o tarihten itibaren konuyu özellikle izlemeye, yeni karar beklemeye başladım. Gördüğüm ilk Danıştay kararı sonrasında da konuyu yazmaya karar verdim.
2017 yılında Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurul kararı çıkıncaya kadar hem Gelir İdaresi özelgeleri hem de yargı kararları, banka ve diğer finans kurumlarından alınıp grup şirketlerine aynen aktarılan kredilerin bir finansman hizmeti olmadığı, dolayısıyla katma değer vergisine tabi olmadığı yönündeydi. Bu işlemde, aynen aktarılan krediye ilişkin maliyetler dışında ayrıca bir bedel alınıyorsa, sadece bu bedel için katma değer vergisi hesaplanıyordu. Uygulama da bu çerçevede sorunsuz yapılıyordu.
2017 yılında verilen bir Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurul kararında yer alan bilgilerden;
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararına ilk bakıldığında, köprü kredilerin ayrı bir finansman hizmeti olarak kabul edildiği ve hizmet bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerektiği yönünde olduğu izlenimi doğuyor. Genel olarak bütün uygulamacılar da kararı bu şekilde gördü. Ancak gelinen noktada benim kanaatim kararın bu yönde olmadığı, özelgeler ve yargı kararlarıyla istikrar kazanan uygulamanın değişmediği yönünde. Bu değerlendirmemin gerekçelerini şu şekilde özetleyebilirim.
Bu tespit ve değerlendirmelere bir konuyu daha eklemek isterim. Halen Danıştay Başkanvekili olan değerli vergi hukukçusu Mahmut Vural’ın “Uygulayıcılar İçin Katma Değer Vergisi” kitabında yukarıda özetlediğim Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararına “Kredinin Aynen Aktarılmaması” başlığı altında yer verilmiş, karara atıf yapılarak “Bankalardan alınan kredi ile şirketin kendi kaynaklarının birleştirilmesiyle oluşturulan fonların kullandırılması halinde, kredi aktarımından söz edilemez. Bankalardan temin edilen kısmı da dahil olmak üzere kullandırılan fonun tamamı finansman hizmeti kabul edilerek KDV’ye tabi tutulur.” açıklaması yapılmış. Sayın Mahmut Vural’ın da Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararına konu somut işlemi kredinin aynen aktarımı işlemi olarak görmediğini anlıyorum.
2017 tarihli Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı sonrasında, konuyla ilgili ilk Danıştay kararını geçtiğimiz günlerde gördüm. Özetleyeceğim karar, köprü kredilerle ilgili uzun yıllardır süregelen içtihadın değişmediğini gösteriyor.
Yurt dışı finans kuruluşlarının Türkiye’de mukim şirketler için sağladıkları kredilerin söz konusu finans kuruluşları ile aynı şirketler grubu içinde bulunan ancak finans kuruluşu olmayan şirketlerce katlandıkları ek külfetlerle birlikte aynen aktarılması faaliyetinin finansman teminine aracılık hizmeti olup, bu hizmetin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca katma değer vergisinin konusuna girdiğinde tartışma bulunmadığı; ancak borç alınan para karşılığı ödenen faizin bu hizmetin bedeli olmadığı, vergilendirilmesi gereken işlemin borç para verme işlemi değil, aracılık ifa edilmesi olduğundan, aynı Kanun’un 20. maddesi uyarınca söz konusu hizmet işlemlerinde matrahın, sadece bu işlemlerin karşılığını teşkil eden komisyon veya elde edilen her türlü menfaatten oluştuğunun açık olduğu; olayda, davacı şirketin kullandığı kredi için uyuşmazlığa konu dönemde aracı firmalara ödediği faizin finansman teminine aracılık hizmetine ilişkin işlemin karşılığını teşkil etmediği, bu sebeple katma değer vergisi matrahına dahil olmadığı, davalı idarenin de söz konusu faiz ödemesi dışında aracılık hizmeti için de ödeme yapıldığına dair herhangi bir tespiti bulunmadığı anlaşıldığından, davacının ihtirazi kaydı dikkate alınmadan yapılan katma değer vergisi tahakkukunda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna vararak davanın kabulüne karar veren Vergi Mahkemesi Kararı, istinaf ve temyiz aşamalarında da hukuka uygun bulunmuş ve onanmış. (Danıştay Dördüncü Dairesinin 30.03.2022 tarih ve E:2019/2713 K:2022/2054 sayılı kararı.)
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı sonrasında, aynen aktarılan kredilerde katma değer vergisi uygulamasına ilişkin olarak, benim gördüğüm yeni bir özelge çıkmadı. Ancak benzer konularda yapılan açıklamalardan İdarenin görüşünün değişmediği, bankalardan alınarak aynen aktarılan kredilerin bir finansman hizmeti olmayıp finansman hizmetine aracılık olduğu, dolayısıyla bankadan kullanılan kredinin maliyetiyle birlikte aktarılması gerektiği, bu işlemde katma değer vergisi hesaplanmayıp bankaya ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin aktarılması gerektiği görüşünün devam ettiği anlaşılıyor.
Mali İdarenin anlayışını örneğin, finansman gider kısıtlaması uygulamasıyla ilgili olarak 2021 yılında yayımlanan 18 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yer alan açıklamada görmek mümkün. Söz konusu Tebliğde, işletmelerce banka ve benzeri kurumlardan temin edilen kredilerin, bu işletmelerin üzerinde herhangi bir finansman yükü kalmaksızın grup şirketlerine aktarılması halinde, bu kredilere ilişkin finansman giderinin, krediyi devralan ve fiilen kullanan şirket bünyesinde gider kısıtlamasına tabi tutulması gerektiği, bankadan kredi kullanan işletmede kısıtlama olmayacağı açıkça belirtiliyor.
Banka ve diğer finansman kurumlarından temin edilerek grup şirketlerine aynen aktarılan kredilerin finansman hizmeti olmadığı, dolayısıyla bu işlemde katma değer vergisi hesaplanması gerekmediği yönündeki İdari görüşün ve yargı içtihadının değişmediğini düşünüyorum.
Kişisel değerlendirmem, 2017 tarihli Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı da süregelen uygulamayla, İdari görüşle ve yargı kararlarıyla aynı yönde. Ancak bu Karar önemli bir uyarıyı da içeriyor, aynen aktarma konusunda dikkatli olunması gerektiği. İşlem aynen aktarma olmaktan çıkıp, temin edilen kaynaklarla bir fon oluşturulup grup şirketlerinin finanse edildiği durumda, vergileme de doğal olarak farklı olabilir.
Son sözüm şu: Banka ve diğer finans kurumlarından sağlanan krediler aynen aktarılarak grup şirketleri finanse edilecekse, sağlanan kaynağın aynı vade ve faiz koşullarıyla ve olabildiğince eş zamanlı olarak aktarılmasına, vade sonunda faiz tutarının aynı şekilde kaynağı kullanan şirkete yansıtılmasına, geri ödemenin de benzer şekilde eş zamanlı gerçekleştirilmesine dikkat edilmeli.