Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi
Vergi hatalarının düzeltilmesiyle ilgili Ağustos ve Eylül aylarında altı makale yazdım. Birinci makalede genel olarak mevzuatı özetleyip bir çerçeve çizmeye çalıştım. Diğer beş makalede de çeşitli yargı kararları üzerinden düzeltme uygulamasında son eğilimi aktarmaya çalıştım, her bir kararla ilgili de kişisel değerlendirmelerimi yaptım. Düşündüğüm makale serisi bitmişti ama 17 Kasım 2022 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun, Bölge İdare Mahkemesi Kararları Arasındaki Aykırılığın Giderilmesi İstemi Hakkında Kararı bu makaleyi yazmama neden oldu. Bir taraftan yazmasam seri eksik olur diye düşünerek seriyi eksik bırakmak istemedim, bir taraftan da yargı kararlarında yeni bir eğilim mi olduğunu anlamak ve anladığımı yazmak istedim.
Davanın konusu
Bölge İdare Mahkemesi kararlarına konu uyuşmazlıklarda, davacılar, başkatibi oldukları noterliklerin boşalması üzerine Noterlik Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca noterliği vekaleten bir süre yönetmişler, yasal düzenleme gereği noter odası tarafından tayin olunan ücret noterlik gelirinden davacılara ödenmiş, davacılar, bu tutarları serbest meslek kazancı olarak beyan etmiş ve tahakkuk eden gelir vergisini ödemişler. Daha sonra, bu tutarların serbest meslek kazancı olarak vergilendirilemeyeceği ileri sürülerek ödenen vergilerin iadesi istemiyle düzeltme ve şikâyet başvuruları yapılmış, başvuruların idarece reddedilmesi üzerine buna ilişkin işlemlerin iptali ile tahsil edilen vergilerin iadesine karar verilmesi istemiyle davalar açılmış.
Bölge İdare Mahkemesi kararları
Bölge İdare Mahkemelerinin bazıları, uyuşmazlığın herhangi bir kuşku ya da hukuki tartışmaya meydan bırakmayacak şekilde açık bir vergi hatası kapsamında olmayıp hukuki bir sorun niteliğinde olduğu, dolayısıyla davacı tarafından ileri sürülen iddiaların düzeltme ve şikâyet kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşmış, dava konusu düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görmemiş, diğer bazıları ise elde edilen gelirin ne ücret ne de serbest meslek kazancı olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle uyuşmazlık konusu olayda “mevzuda hata” bulunduğu sonucuna ulaşmış, düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı ve bu çerçevede tahsil edilen verginin davacıya iadesi gerektiğine karar vermiş.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararı
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu;
gerekçeleriyle, aykırılığın Vergi Usul Kanunu’nun düzeltme ve şikayet hükümleri çerçevesinde incelenemeyeceği yönünde giderilmesine karar vermiş. (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 5 Ekim 2022 tarih ve E: 2022/6 K: 2022/10 sayılı kararı.)
Yargı kararlarında genel eğilim neydi?
Yargı kararlarındaki eğilime ilişkin izlenimimi 31 Ağustos 2022 tarihli makalede özetlemiş, son zamanlarda gördüğüm kararlardan, bir süredir yargı organlarının uygulamayı biraz yumuşattığını, çok açık hatalar yanında, belli ölçüde yoruma açık konulardaki düzeltme taleplerinin reddine ilişkin açılan davalarda, davayı esastan görüştüğünü ifade etmiştim.
Yeni kararla eğilimin değiştiği söylenebilir mi?
Yukarıda özetlediğim Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararıyla, düzeltme konusunda Danıştayın yorumunun değiştiği, yoruma açık konularda düzeltme yapılamayacağına karar verdiği iddia edilebilir. Ancak ben bu düşüncede değilim. Daha önce yazdığım makalelerde yer alan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu kararları üzerinden gidecek olursam, tartışma bütün kararlarda aynı ilke etrafında yapılmış; konu yoruma açık mı değil mi? Yeni kararda da aynı tartışma yapılarak sonuca ulaşılmış. Son karar dahil bütün kararlarda, somut işlem yoruma açık bulunmuşsa düzeltme talebinin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamış, yoruma açık bulunmamışsa İdarenin red işlemi hukuka uygun bulunmamış. Değişen bir şey yok özetle.
Kritik soru: Hangi konular yoruma açık?
Konuyla ilgili yargı kararlarını dikkate alarak şöyle bir genelleme yapabilirim Yargı organları, yoruma açık konularda düzeltme yoluna başvurulamayacağı şeklinde karar veriyor. Ancak farklı görüşün olduğu bütün konuları da yoruma açık görmüyor.
Bu çerçevede örneğin;
Kararları çoğaltmak mümkün ama gerekli değil. Bütün kararlarda, işlemin hata olup olmadığı değerlendiriliyor, daha önceki idari ve yargısal yorumlara bakılıyor, bu karar ve yorumlar aynı yönde ve düzeltme talebindeki yorumla aynı ise işlemde hata olduğu kabul ediliyor.
Son değerlendirmem
Öncelikle sürekli tekrarladığım genel ilkeyi yeniden hatırlatayım. Düzeltme hatalarla sınırlı bir uygulama. Hukuksal olarak çözümlenmesi gereken, yoruma dayalı konularda düzeltme hükümlerinin uygulanması mümkün değil. Bu hukuken vazgeçilme bir kural ama 1954 tarihli bir Hesap Uzmanları Danışma Komisyonu kararında yer alan, o tarihteki düzenlemenin gerekçesine de atfen ifade edilen, hatanın vergilendirilemeyeceğine ve hatadan alınan tutarın vergi niteliğinde olamayacağına, bu konunun vergi teorisinin üzerinde ittifak ettiği bir konu olduğuna ilişkin güzel ifadeyi de fazla gözardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.
Belirleyici olan, konunun yoruma açık olup olmamasına gelince, eğer idari ve yargısal yoruma aykırı bir uygulama yapılmış ve bu durum daha sonra görülmüşse, düzeltme konusu olabilir diye düşünüyorum.
Son olarak da önerim, işinizi düzeltme hükümlerinin uygulanmasına bırakmayın. Düzeltme taleplerinin istisnaları dışında İdare tarafından kabul edilmediğini, her ne kadar genel bir eğilimden bahsetsek de yargı kararlarının da esas olarak olayına özgü ve öngörülemez olduğunu söylemek isterim.