PwC, CFO Pulse araştırmasını COVID-19'un iş dünyası ve ekonomi üzerine etkilerini izlemeye yardımcı olmak üzere küresel finans liderlerinin görüşlerini alarak yürütüyor.
İki haftada bir yeni girdilerle güncellenen bu çalışma, toplumda güven oluşturmak ve önemli sorunlara çözüm üretmek amacımızdan hareketle, dünya çapındaki bu krizin toplumları ve iş dünyasını nasıl etkilediğine dair sağlam bir bakış açısı sunma hedefiyle gerçekleştiriliyor.
Global için 3.sü gerçekleştirilen CFO Pulse araştırmasına 24 ülkeden 871 CFO katıldı. Türkiye'nin ilk defa yer aldığı araştırmada Türkiye'nin önde gelen şirketlerinin CFO'ları, diğer küresel finans liderleriyle birlikte COVID-19 krizini birçok açıdan ele aldı.
Küresel COVID-19 CFO Pulse raporları
28 Nisan 2020
14 Nisan 2020
30 Mart 2020
Türkiye COVID-19 CFO Pulse raporları
Küresel CFO'ların mesajı net: Çoğu şirket yeni koronavirüs salgınının kısa vadeli, tepkisel aşamasını geçmiş durumda. Krizin bu ilk aşamasında şirketler sağlıklı ve iyi olma gibi acil konuları hedeflemek üzere krizle mücadele planlarını harekete geçirdi. Bugün, çalışanlarının güvenliğini ve şirketlerinin ayakta kalmasını sağlamak için gerekeni yapmaları hâlâ gerekse de bir yandan istikrarı nasıl sağlayacaklarını da düşünüyorlar: “Yeni denge” ortamında faaliyet göstermeye hazırlayacak taktikleri belirlemeleri gerekiyor.
Bu adımlar, koronavirüs haberleri dünyanın her yerinde artar ve yayılırken atılıyor. AB'deki pek çok şirket ilk yayılma dalgasının zirvesini atlattı ve birçok Avrupa ülkesi (Almanya, Danimarka, Çek Cumhuriyeti, İspanya ve diğerleri) kısıtlamaları hafifletmeye başladı.
Türkiye'de pandeminin başlangıcı Mart ayı başlarında gerçekleşti ve Türkiye etkili test algoritması uygulayarak Nisan ayının ikinci yarısında zirveye ulaştı. Önlemlerin dikkatli bir şekilde uygulanmasına halen devam ediliyor.
Finans liderleri endişeli. Koronavirüsün şirketlere olası etkisinden çok endişeli olduğunu bildirenlerin oranı (%70), önceki araştımamızla aşağı yukarı aynı. Ancak bazı ülkelerde çok endişeli olduğunu bildirenler %50'nin altında.
Türkiye'deki CFO'lar ise, COVID-19'un operasyonları üzerindeki etkileri konusunda büyük endişe duyuyorlar (% 71). Küresel ve Türkiye CFO’larının çoğu hala giderlerin kısılması önlemlerini göz önünde bulundursa da aynı zamanda kriz sonrası dünyada şirketlerinin başarıya ulaşması, daha güçlü hale gelmesi ve gelecek krizlere daha hazırlıklı olması için çalışma alanları, tedarik zincirleri ve yatırımlar konusundaki aksiyonları planlıyor.
İş faaliyetlerini istikrarlı hale getirmenin önemli bir parçası ofisleri, fabrikaları ve diğer çalışma alanlarını tekrar açmak. Şirket liderleri çalışanlarını ve müşterilerini en iyi nasıl koruyabileceklerini düşünüyorlar.
CFO'ların değerlendirdiği ilk iki önlem, iş yeri güvenlik önlemlerini ve gerekliliklerini değiştirmek ve fiziksel mesafenin korunmasını desteklemek için çalışma alanlarını yeniden düzenlemek, Türkiye CFO’larının yarısından fazlası da bu önlemleri almayı düşünüyor.
Kriz sırasında bir kurumu istikrarlı hale getirmenin kilit noktalarından biri fonksiyonel bir tedarik zincirini oluşturmak. CFO'lar tedarik zinciri sorununa odaklandığında, Türkiye CFO’ları alternatif kaynak arayışına öncelik vereceğini söylüyor (%69).
Türkiye CFO'ları için, tedarikçilerinin finansal ve operasyonel sağlamlığını anlamak ikinci öncelikli konu (%60). Bu, tedarikçi ilişkileri yönetiminin COVID-19'dan önce olduğu gibi sadece stratejik tedarikçiler segmenti için değil, daha geniş kapsam için de önemli olacağı anlamına geliyor.
Türkiye CFO'ları, özellikle sözleşme koşullarını yerine getirme riskini önleme veya en aza indirme açısından COVID-19 etkisini dikkate alarak sözleşme şartlarını gözden geçirmeyi ve uygun şekilde değiştirmeyi düşünüyor (%57).
Tedarikçi görünürlüğü, müşteri talebinin anlaşılması ve otomasyonun kullanılması gibi Türkiye sonuçlarındaki diğer önemli farklılıklar, kriz sırasında bu alanların önceliklerinin daha düşük olduğunu, ancak orta veya uzun vadede daha fazla dikkat çekilebileceği anlamına gelebilir.
Türkiye CFO'ların yarısı (%51) kriz bugün sona erse, şirketlerinin üç ay içinde olağan haline dönebileceğini ifade ederken, küresel CFO’lardan farklı olarak, toparlanmanın 1 yıldan daha fazla sürmeyeceğine düşünüyorlar.
Küresel finans liderlerinin endişelerinin başında; küresel ekonomik durgunluk olasılığı (%69) ve finansal etki (%67) geliyor. Türkiye CFO'larının çoğunluğu ise krizin finansal etkisi yönündeki endişelerini ilk sıraya koyuyor (%80).
CFO'lar dijital dönüşümden ziyade esas olarak CapEX ve operasyonlarla ilgili yatırımları beklemeye almayı düşünüyor. CapEx, Türkiye CFO'ları tarafından ertelenmesi veya iptal edilmesi en muhtemel yatırım (%89) olmakla birlikte, geleceği şekillendirecek dijital dönüşümün ertelenme olasılığı daha az (%22). Türkiye CFO'larının işgücüne yapılan yatırımları erteleme olasılığı ise genele göre daha düşük (%37).
COVID-19'un şirketlere ve ekonomiye etkisini tespit etmek amacıyla PwC, finans liderleri ile iki haftada bir yeni girdilerle güncellenen küresel bir araştırma yapıyor. 20 Nisan 2020 haftasında araştırma kapsamında 24 ülke veya bölgeden 871 katılımcının görüşleri ele alındı.